Dilenci çanağı!..

A -
A +

Irak'ta işler giderek tam bir karmaşaya dönmek üzeredir. Kimsenin ne yaptığı, ne yapmak istediği belli değildir. ABD bu Orta Doğu ülkesine bir düzen verebilmek için nerede ise altı aya yakın bir zamandır oralarını işgal etmiştir. Saddam kaybolmuş, aranılan kitle imha silahlarından eser bulunamamıştır. Bu arada ne ülkeye beklenen düzen gelebilmiş ne de düzen tacirleri mallarını Iraklı müşteriye beğendirebilmişlerdir!. Her gün birkaç ABD'li asker öldürülmekte, bir kısmı bunalımdan intihar etmekte veya düpe düz ordudan firar etmektedir. ABD başlangıçta Türk Askerine çok umut bağlamıştı. Türkiye'ye altmış yetmiş bin kişiyle gelecek, konuşlanacak, bütün asker ve lojistik gücünü istediği gibi kullanacak Irak yolu ile Orta Doğu'ya hükmedecekti. Bu hesap tutmadı. TBMM birinci Tezkereyi reddetti. Hükümetler arası anlaşmazlıklar çıktı. Kendi deyimlerine göre "At pazarındakilere benzer pazarlıklar" yapıldı. Sonunda TBMM, AKP hükümetine bir yıl süreli asker yollama yetkisi verdi. Bu sefer de Kürt Mollalarından "istemezük" feryatları geldi. ABD ne yapacağını şaşırdı. Kürtleri sever kollardı. Hükümetimiz ise henüz tam bir kararlılık göstermekten kaçındı. Orada eşkıya var. 30.000 canımızın katilleri orada hâlâ yuvalanmış duruyorlar. Türk Ordusunun bir hal ile Irak'a girmesinden korkuyorlar!. Ben bunu biraz da doğal karşılıyorum. Görevimiz elbette ki oradaki ABD askerine canlı kalkan olmak olamazdı. Dirlik ve düzenliğin kurucusu koruyucusu olacaktık. Irak'ta yaşayan başta Türkler Türkmenler 7 ayrı millete can güvencesi sağlayacaktık. Refah getirecektik, yeniden yapılanmasına katkıda bulunacaktık! Eğer olamıyorsa şimdi yapılacak iş hazır Ordumuz seferi duruma girmiş sınır boyunda beklerken bekleyen eşkıyanın işini sıcak takip ile de olsa bitirebilmektir. Bunu da eğer yapamıyorsak, Hükümetin elinde salladığı yetki tezkeresini paşa paşa TBMM'ye iade etmesi gerekir diye düşünüyoruz! Bunu yapabilir mi bilemiyorum!.. *** ABD Irak'ta mutsuzdur. Böyle devam ederse Başkan Bush'un seçimlerdeki şansı daha da azalacaktır. Hatırlı, güvenli, uluslararası kurum ve kuruluşların yaptıkları araştırma, sondaj, anket sonuçlarına bakıyorum. Bunlar Prizma gibidir. Kim ne tarafından bakarsa kendine elverişli bir sonuç çıkarabilir. Biz mümkün olduğu kadar tarafsız biçimde konuyu anlatmaya çalışacağız. Ama önce şu tesbiti yapalım. ABD'nin başlangıçtaki "Yalnız Kovboy" kabadayılığı, fiyakası kalmamıştır. Rusya, Almanya ve Fransa'nın da katkısı değilse bile göz yummaları sayesinde Irak'ta ABD komutasında asayişi sağlayacak yabancı kuvvetler için bir icazeti BM'den koparabilmiştir. Ancak bu bir "BM Barış Gücü" niteliğinde değildir. Irak savaş yüzünden açtır. Halk sefil perişandır. "Gelen gideni aratır!" derler. Herkes bu hale gelmiş durumdadır. ABD, oralarını imar ve yeniden inşa edecektir deniyordu. Şimdilerde ABD eline kocaman bir "Dilenci Çanağı" almış, Irak'a yardım ve katkıda bulunacak uluslararası hayır hasenat sahiplerini arıyor. Tabii arada en çok kendisi faydalanacak. Bu konuda orada burada toplantılar yapılıyor. Eminim ki AKP Hükümeti buna seyirci kalmayacak koşa koşa katılacaktır. Eminönü'nde dilenip Süleymaniye'de sadaka verenlere benzesek de bunu yapacağımızı katlanacağımızı sanıyorum! Hayırlısı olsun demekten başka elimizden ne gelir ki? Anket araştırma sonuçlarına yerimiz kalmayacak... Kısaca özetlemeye çalışalım: Gallup bir anket yapmış. Irak'ın ABD'li sivil yöneticisi Paul Bremer ve ünlü Wolfovitz Kongrede açıklamış: Irak'ta sorgulanan her üç kişiden ikisi, halinden memnunmuş, % 67'si durumlarının beş yıl sonra daha iyi olacağına inanıyormuş. Bir çelişki olarak aynı ankette halkın % 33'ü eskiden durumun daha iyi olduğunu, % 94'ü Bağdat'ın eskiden daha güvenceli olduğunu söylemiş. Anket uzayıp gidiyor. Yerimiz kalmadı. Benim çıkardığım sonuç şudur: Irak'ın işgalinden halk memnun değildir. İşgalciye gelince o da başarısından emin değildir! Bize gelince hâlâ ne yapacağımızı kararlaştırabilmiş değiliz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.