Dünyada ağustos!..

A -
A +

Karmakarışık bir dünyada acayip bir ağustos ayının ortalarındayız. Ağustos, yılı 12'ye bölen zaman dilimlerinden birinin adı. İmparatora adanmış.. onun adı ile anılır olmuş. Bizim de içinde bulunduğumuz meridyen çizgilerindeki bölgelerde, ülkelerde toprak bereketinin toplanmaya, harmanlanmaya başladığı dilimidir. Bizde söz gelişi "Ağustosun yarısı yaz yarısı kıştır!.." derler. Bu yıl ne yaz gördük ki kışın beklentisinde olalım? *** Ağustos, imparatora adanmış zaferler ayıdır. Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan ülkemizin istilacı devletlere karşı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başladığı Kurtuluş savaşlarının 30 Ağustos Başkomutanlık Savaşının zafer ile taçlandığı aydır. Tutmuş bu tarihi, Zafer ve Silahlı Kuvvetler bayramı ilan etmişiz! Pek de iyi etmişiz. Her yıl bu günlerde ayranımız kabarır. Kendimize bir başka güven gelir. Daha güçlü hissediriz. Silahlı Kuvvetler bu ay içinde devlet çapında toplanır kendine bir çeki düzen verir. Bu yıl da öyle oldu. Hayırlı uğurlu olsun. Bizden de cümlesine selam olsun diyoruz!. *** Bu haftaki yazımızı ağustosun tam ortasında yağmur, fırtına arasında yazıyoruz. Bunu hem doğal, hem mecazi anlamda düşünüyoruz.. 2004 yılının geri kalanı zorlu iç ve dış konularla sorunlarla tıka basa dolu görünüyor. Uluslararası terör almış başını yaygınlaşarak devam ediyor. PKK yine azdı. AB, Kopenhag Kriterleri, insan hakları derken demokrasiyi yanlış yorumlamayalım.. İster atanmış, ister seçilmiş olsun "Devlet görevlisi" önce Devletin yanında olmak zorunda ve durumundadır. Aksi davranışlar dünyanın demokrasi ile yönetilen hangi ülkesinde olursa olsun, suçtur, hıyanettir, bölücülüktür, devlete başkaldırmaktır. Milli vicdanı rahatsız eder, tepki çeker!.. *** TBMM Anayasa gereği kendiliğinden toplanacak. Birleşmiş Milletler Örgütü de aynı tarihte yıllık toplantılarına başlayacaktır. Nerede ise patlayacak birer gündemi vardır!.. Afganistan'da İSAF görevi NATO'ya devir ve teslim ediyor. Orada ne işi var? diye sormayın bunu çoktandır ben kendi kendime soruyor, doyurucu bir izahını pek bulamıyorum. Eski siyaset adamlarımızdan Hikmet Çetin'i NATO üst düzey yöneticisi olarak göndermiştik. Bu kadarı yetmeli idi. Fazlası hem bize hem de NATO'ya zararlıdır. *** ABD şu sıralarda önce kendi seçim telaşındadır. Irak macerasının bir fiyasko olduğunun artık kendisi de farkındadır. Irak'a kolay girdi. Çıkmakta zorlanıyor. Saddam ve hükümetini devirmekle savaşı kazandığını sandı. Aldandı. Manzarayı tarife gerek yok, çünkü tüm açıklığı ile karşımızdadır. ABD işgal yönetimi sözüm ona yerlisine devir ederek tereyağından kıl çeker gibi kendisini başta tarihi olanı olmak üzere bütün sorumluluklardan kurtulabileceğini sandı. Kore'de, Vietnam'da olduğu gibi yine aldandı. Bush, Irak macerasını önümüzdeki 2 Kasım Başkanlık seçimlerinde kullanmak istiyor. Zira biliyor veya öyle zannediyor ki, ordusu savaş halinde iken milleti başkan değiştirmek istemeyecektir. Bize kalırsa, Amerikan ordusunu Irak'ta yıldıran, canından bıktıran, koalisyon ortaklarını birer birer caydıran ve dünya kamuoyu önünde ABD'yi deviren iki önemli sebepten biri şımarıklık, öteki işkencedir. Saddam'ın Bağdat'taki mermer üzerine mıhlanmış muazzam heykelinin ABD tanklarının tırnakları ile devrilmesi ile Iraklı direnişçilere uygulanan akıl ve iz'an almaz işkenceler özellikle boynuna bir tasma takılarak bir köpek gibi yerlerde sürüklenen Iraklı çıplak esirin görüntüleri dünya TV ekranlarında görünmeye başladığı anda Irak'taki Amerikan Ordusu, dünya kamuoyu maşeri vicdanlarında temyize tashihi mümkün olamayacak şekilde mahkum edilmiştir!... *** Irak'a mal ve malzeme taşıyan kamyonlarımızın şoförleri rehin alınarak bazılarının da hunharca, alçakça öldürüldüğüne şahit oluyoruz. Bu yalın gözle görülebilecek olandan çok daha vahim bir olaydır. T.C. Hükümeti şiddetle ve acele harekete geçmelidir. Kuzey Irak'ta Türkiye'nin söz ve göz hakkı vardır. Bu tarihin ve coğrafyanın bize yüklediği bir hak ve görevdir. Şimdilerde kimilerinin 500.000 İngiliz lirası karşılığında ebediyen rafa kaldırıldığına inanılan "Mim Dosyası Musul gibi Mim!" Hâlâ el yordamındadır!.. Orada güvenliği sağlayamazsak başka nerede sağlayacağız? Eylül başlarında Rusya Federasyonu Başkanı Putin'i misafir edeceğiz. Bu Bush'un Ankara ziyareti kadar önemlidir. Nedenlerini haftaya yazmaya çalışacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.