Ekim-Kasım mönüsü!..

A -
A +

Siyaset sofrasının Ekim-Kasım mönüsünde hem 3 Kasım seçimleri, hem de Irak gibi ikisi bir öğünde ve bir arada yenilip yutulamayacak kadar ağır iki konu var. İkisini bir arada ne sindirim sistemimiz ne de bünyemiz pek kaldıramaz. Dileriz Allah'tan birincisini sağlıklı biçimde bitirelim, ikincisini de bilinmeyen ileri bir tarihe erteleyebilelim. İnşallah o da zamanla kendiliğinden bir hal ile hallolur ve kendiliğinden gündemden ve 'mönü'den düşer, biz de milletçe ağız tadı ile seçimlerimizi yapar bir vuzuha kavuşuruz. Hem bölge insanları hem de cümle alem şöyle bir rahat nefes alır!.  XXI'inci yüz yılın 1'inci yılı ne Amerika ne de Başkan Bush için pek parlak geçti sayılmaz. Uluslararası Terör'ün en üst düzeye çıktığı bir dönemdi. Pek çokları kendisine doğrudan doğruya zarar vermeyen bir teröre bir başka gözle bakar olmuştu. Hele ABD gibi dünyanın her bakımdan en güçlü, üstelik Atlantik ötesindeki ulaşılması güç bir coğrafyada yaşayan çalımlı bir ülkenin insanları kendilerni bu gibi tehlikelere karşı "Dokunulamaz" hissediyorlardı. 11 Eylül 2001 saldırısı bunun ne kadar yanlış olduğunu en acı şekilde gösterdi. Amerikalılarda toplumsal bir korku ve intikam psikozu belirdi. Özellikle Başkan Bush bunu hiç hazmedemedi. İkizler suikastını üstlenen Usame bin Ladin Müslümandır diye nerede ise bütün İslam alemi suçlanmak istendi. Bereket yanlıştan çabuk dönüldü. Köktendinci Taliban, El Kaideye karşı harekete geçildi. Onbine yakın özel eğitimli Amerikan askeri Safari'ye çıkmış gibidirler. Bir yıldan beri yakaladıkları şüphelileri Küba adasındaki Guantanamo zindanlarına tıkıyorlar. Bin Ladin'den hâlâ bir haber yoktur. Şimdi siyasi literatürde bir de "Terörist Devlet" tanımlaması çıktı. İran, Irak derken şimdilik bu sonuncusunda karar kılındı. Başkan Bush kafayı Saddam'a ve komşumuz Irak'a taktı. Pek ünlü istihbarat örgütleri bu konuda aciz kaldı Bush'un kamuoyundaki kotası giderek düşüyor. Başkan da çare olarak Irak'ı vurmak ve Saddam'ın yerine güvenebileceği birilerini koymak istiyor. Hepsi güzel de bu sefer yanında hiçbir müttefikini bulamıyor. Ne Fransa ne Almanya ve hatta ne de İngiltere BM kararının dışında yeni bir harekata yanaşmıyor. ABD'de bile Başkan Yardımcısı Cheney ve arkadaşlarının dışında kalanlar buna karşı tavır almaktadırlar. ABD'nin prestijinin sarsılacağı ve Bush'un ikinci dönem başkanlığını çok zora sokacağını düşünüyorlar. Bu durumda en Yumuşak müttefik olarak ortada Türkiye'yi görüyor olmalılar?!. Yerli yabancı medyadan anladığımız kadarı ile bize yükleniyorlar. Bir zamanlar ne hikmet ise, ellerine kırmızı pasaport verdiğimiz, Başbakanlık merdivenlerinde âlâyı vâlâ ile karşılanışlarını izlediğimiz Kürt liderleri Barzani ile Talabani'nin maskeleri düşünce aklımız başımıza geldi ama Irak ateşi de bacayı sarmak üzeredir. Tam seçim sırasında şimdiki Hükümetin bu hali ile değil böylesine hayati ve tarihi bir karar almak, seçimlerden önce herhangi önemli atamaları yapmaya bile hakkı yoktur. Ecevit Hükümeti bu konuda mutlaka tedbirli ve basiretli davranmak zorundadır. "Hafıza-i beşer nisyan ile malul" olsa bile tarih unutmaz ve asla affetmez.  Çankaya'da bir Zirve toplantısı yapıldı. Bu toplantıya Askeri kanat en üst düzeyde ve özellikle son teftiş gözlemlerinin ışığı ve bilinci ile katıldı. Kuzey Irak'ta bir Kürt Devletinin kurulması Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana karşılaşabileceği en büyük tehlikedir. Mutlaka ve her ne pahasına olursa olsun önlenmesi gerekir. Zirve sonunda yapılan beyanların hiçbiri kanımca doyurucu ve rahatlatıcı değildi. Hele yeni ve "çok bilir" görüntülü Dışişleri Bakanının beyanı ise konunun ciddiyeti ile ters düşen bir üslupta idi. Eski bir diplomat olarak yadırgadım!..  Özet olarak söylenebilecek şudur: Türkiye yirmi gün sonra genel seçimlere gidecektir. TBMM seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra oluşacak yeni Parlamentonun ilk toplantısına kadar tatildedir. Umarım ve gönülden dilerim ki, yeniden olağanüstü toplanmak gibi seçimleri bile erteletebilecek durumlarla karşı karşıya kalmayalım!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.