Haftanın konusu Büyük Orta Doğu meselesi

Bugün bizde seçim var onu yazamazsınız yasak var. Yarını bekleyeceğiz. Yarın İsviçre'de Kıbrıs var. Onu da yazmak için çok erken. Denktaş'sız bir toplantıdan nasıl bir Kıbrıs çıkar? Bilemeyiz. Her ikisini de bekleyip göreceğiz. Bu hafta için kala kala en güncel mesele, bize göre hepimizi çok ilgilendiren nereden çıktığı bilinmeyen ama üzerinde çok konuşulan şu mahut "Büyük Orta Doğu Tasarımı"dır. ABD, Irak macerasının birinci yılını doldurduğu, artık yönetimi sözüm ona mahalli otoritelere teslim ederek çekilmeyi düşündüğü bir sırada nereden kimin aklına esti de böylesine karışık ve karmaşık bir işe girişmek gereğini duydu? Anlaması pek kolay değildir. Osmanlı terekesini oluşturan bu bölgede Birinci Dünya Savaşı sonrasında politikacı kırması, casus bozması acemi siyaset ustalarının hazırladıkları irmik helvasına benzer kum-petrol karışımı bir "Osmanlı Helvası" vardı. Tadı güzel, ama yiyenler bilirler, çoğu mideye zarardı. Aynı kazanı şimdi yeniden ateşe koymak bilmem ki şu sıralarda hangi akla yarardır? Birincisini İngiliz ve Fransız "MANDA"ları yiye yiye bitiremediler, sonunda mide fesadına uğrayıp İkinci Dünya Savaşı'nı çıkardılardı. O günlerden bu yana köprülerin altından çok sular aktı. Bu köşemizde çok yazdık çizdik, korkmadan yine tekrarlayalım. Orta Doğu çeşitli kökenli, değişik inançlı, dilleri düşünceleri ayrı insanların bir arada karman çorman yaşadığı, buna da alıştıkları bir bölgedir. Üstelik üç semavi dinin doğup dünyaya yayıldığı bir yerdir. Tarih şahittir ki tekin bir yer değildir. En rahat ve huzurlu olduğu dönem Osmanlı yönetiminde olduğu zamanlardır. Koskoca Osmanlı İmparatorluğu bile Bağdat'a vali dayandıramaz olmuştu. Babası vali olsa oğlu isyan eder yönetimi kapardı. Ziya Paşa merhum kendi arzusu ile Bağdat'a vali olmuştu. "Ana gibi yâr olmaz Bağdat gibi diyâr olmaz!.." derlerdi. Gittikten az sonra pişman oldu. Yukarıdaki deyime vezin ve kafiyeye uygun bir ekleme yaparak kendisine yönelik bir hiciv haline dönüştürmek zorunda kalmıştı!. Kolay mı şimdilerde hele İsrail faktörünün sorumsuzca ve şımarık davranışları ile bölgenin huzurunu böyle fütursuz biçimde bozmaya devam ettiği bir sırada gelip bir de "Büyük Orta Doğu" planı yapmak, sınırları zorlayıp değiştirmeye kalkışmak? *** ABD önümüzdeki kasımda başkanlık seçimlerini bekliyor. Bu bir seçim yatırımı olarak mı tasarlandı? Bilinmez. Eğer öyle ise bizce yanlıştır. İkinci Dünya Savaşı sonlarında ABD'de başkanlık seçimleri vardı. F.D. Roosewelt'in ikinci dönem başkanlığı için Konvansiyona gidip adaylığını koyması gerekiyordu. Gitmedi. "Ben savaş halindeyim. Batı Dünyasının Baş Komutanı sayılırım. Milletim istiyorsa beni seçer, görevime devam ederim. Yok istemiyorsa komutayı yerime gelecek olana devrederim!" dedi. Yeniden seçildi. Bu sefer ömrü vefa etmedi. Yerine yardımcısı Truman geçti. Onlar da şimdiki gibi Cumhuriyetçi Parti'den idiler!.. Başkan Bush şimdilerde kendisini TERÖR'e karşı savaş halinde ilan etti. Aynı şeyi yapacak mı? Bilinmez!.. Bizden, hayırlı olanı dilemek!.. *** Başkan Bush'un babası oniki yıl önce buralara gelmiş, Kuveyt'i kurtarmak için Babil üzerinde bir milyon kişilik dev bir ordu ile muazzam bir "Çöl Fırtınası" estirmiş gitmişti. Şimdi oğlu buralardadır. Babasından daha akıllı çıktı. Askerden önce bombaları, füzeleri gönderdi. Ölen öldü yıkılan yıkıldı. Ama Irak hâlâ durulamadı. Meşhur sözdür. "Sonuç, kullanılan vasıtaları mubah kılar!" derler işte öyle oldu. Bu savaşta ABD, Türkiye'den stratejik yardım gördü. Irak'taki Kürtler'in her iki kanadı da kendilerine destek oldular. ABD Kürtler'e ayrıcalıklı bir gözle bakarken Irak'ta ekseriyette olan Şiiler'i adeta düşman belledi. Hatta, mezhep ayrılığını körükleyecek bir tutum içine girdi. Hata etti.. "Yanlış hesap Bağdat'dan dönermiş!.." Umarım yine öyle olacak! Geçmişte mezhep farklılıkları üzerine oynamak isteyenler çok olmuştur. Denenmişi bir daha denemek hüsran getirebilir. Zira günümüzde artık bu geçer akça değildir. Bu mutlaka geriye tepecektir... "Büyük Orta Doğu" tasarımı ne mene bir akla hizmet edecektir? Bu iyice hesaplanmalıdır. Ondan da önce ne yapıp yapıp Orta Doğu Bölgesi şu İsrail'in haddini bilmez şımarık şantajından arındırılmalıdır.