Irak'ta dört kol yetmedi, beşincisi gerekti!

A -
A +

Bu mevsimde Türkiye'den kaynaklanan Fırat ve Dicle'nin suları durgun akar. Bu yüzden alttaki ülkelerden Suriye ve Irak'tan bu sular üzerinde kurduğumuz çeşitli barajlar yüzünden şikayetler yakınmalar, feryatlar yükselir. Önlerine gelene bizi şikayet ederler! Bu sene ikisinin de başka dertleri var. Birincisi "Terörist ülke" tanımlaması ile nişan tahtasında ve tehdit altında... İkincisine yani Irak'a gelince; o artık ABD tarafından fiilen işgal edilmiş durumda! Ne yapacağını bilemiyor. Buna karşılık işgalci de kendinden pek emin görünmüyor. Arapların para ve altına olan zaafına rağmen sessiz bir direniş devam ediyor. Ne kadar sürer? Bilinmez ama adamların yakın sürede Irak'tan çekilmeleri de beklenmiyor. Tek güvendikleri unsur nerede ise iki kuşaktır umutla ve bol para ve silahla besledikleri Kürtlerdir. Bu, her bakımdan bizim için olduğu kadar ABD için de fevkalade tehlikeli bir oyundur. 1928'de İngilizin Musul'da oynadığı oyunun bir benzerini denemeye kalkışmak hem kendilerine hem de bölgeye mutlaka büyük felaketler getirir!  ABD, bir zamanların ünlü casusu Lawrance iof Arabia'nın perişan terekesinden bulup buluşturduğu meşhur "Yol haritasının" izinden giderek belirsiz bir süre için Orta Doğu'ya yerleşmek niyetindedir. Türkiye'nin katkısı, desteği olmaksızın değil yol haritasını izlemek, hatta bin bela işgal ettiği Irak'ta kalması bile mümkün değildir. Irak ve Mabadi konusunda bir ABD-Türkiye işbirliği olabilir mi? Ama hemen söyleyelim ki iki ülke yönetimleri arasında artık "al cicim ver gülüm!" dönemleri sona ermiştir. İki taraf da birbirlerine kuşku ile bakar olmuşlardır. ABD'li yetkililer, asker olsun, sivil olsun Orta Doğu hakkında "Alla Turka" musafaha, yani rastlaştıklarında tokalaşmak yerine kucaklaşarak yanaklardan öpmeden öteye bir şey öğrenebilmiş değillerdir. Yoksa BM kararı olmadan Irak'a asker göndermek tasavvurları -eğer varsa- yine TBMM'den döner!..  ABD'nin işgal yetkililerini, halen şimdiye kadar görülmemiş duyulmamış akıllı akılsız füzeler ve esrarengiz silahlarla bu işe dört elle sarılmalarına rağmen dört elin yetmediği 5'incisinin de gerektiğini kısa zamanda anlamış görünüyorlar. 2. Dünya Savaşı öncesi sırası ve sonrasında başarı ile kullanılan bu 5'inci kolun ilk dörtten daha etkili olduğu anlaşılmıştır! Para ve çıkar karşılığında herkes birbirini işgal kuvvetlerine ihbar ediyor. Bunun acı ve çirkin örneklerini vakti ile görev yaptığımız bazı yabancı ülkelerde çok görmüşüzdür! Eğer yazılanlar, duyulanlar doğru ise Saddam'ın şimdiye kadar yakalanamayan iki ünlü oğlunun ölü de olsa bulunabilmesi bu beşinci kolun marifeti sayesinde mümkün olabilmiştir. Polonya'da Yahudi katliamı, Alman işgali sırasında Avrupa ülkelerinde mukavemet hareketlerinin ihbarı, savaş sonrasında ise tersine işgalcilerle işbirilği yapmış olanların ihbarı hep bu beşinci kol sayesinde gerçekleşmiştir. Almanların Paris'i terkedip çekilmeye başladıkları sırada Paris'te görevli idim. Almanlar Karargah olarak kullandıkları büyük bir otelin bodrumunda bu ihbar mektuplarını unutmuş veya daha doğrusu halkı birbirne düşürmek için kasten bırakmışlardı. General De Gaulle'ün geçici hükümeti bunları açıklamak üzere idi ki milli istihbarat teşkilatının başına getirilen Kont de Marenche buna engel olmuştu. "Fransa'da üç kuşak birbirinin yüzüne bakamaz!" diyordu. Çuvallar mühürlendi. 25 sene sonra, imha edilmek üzere muhafazaya alınmıştı. Bugün aradan yarım asırdan fazla zaman geçmesine rağmen o dönemin ihanet dosyaları hâlâ kamuoyunda zaman zaman tartışılabilmektedir!. Irak'ta neler olacağını göreceğiz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.