Rüzgâr gibi geçti!..

A -
A +

İkinci milenyumun birinci yılı 2001, yalnız Türkiye'de değil bütün dünyada her bakımdan, fırtınalı, kasırgalı, selli seylaplı, tatsız olaylı geçti. Hele bizdekiler hem politik hem ekonomik alanda hepimize zor günler yaşattı. Türk lirası hiç yoktan acayip bir dolar fırtınasına yakalandı. "Paramız güçlüdür, devalüasyon yapmayacağız, sadece paramızı dalgalanmaya bıkacağız" dediler, bıraktık. Dalgalara çarptı, parçalandı, pul oldu. Bir gecede % 65 değer kaybetti. Kimilerini dalgalar sürükledi, sildi süpürdü. Kimileri ise ata biner gibi dalgalara bindiler, köşeleri döndüler.. Bizim gibiler ise ne bindiler, ne indiler ne idilerse Allaha şükrederek öyle kaldılar! Umut fakirin ekmeği.. O da Ecevit'in tekelinde!.. Batı aleminden iyisi ile kötüsü ile çok şey öğrendik. Yılın sonuncu gecesi ile yenisinin ilk saatlerini kendince gönlünce eğlenerek geçirmek alışkanlığı bundan kaynaklanır. Bizler artık bu alışkanlığı çoktan geride bıraktık. Evimizdeki sihirli sandığın aynasında, elimizde uzaktan kumanda aleti, bir kanaldan ötekine zaplayarak ülkenin ve dünyanın halini canlı canlı izledik durduk. Kâh sevindik, kâh yerindik. Her alanda o kadar çok hata yapmışız ki, yerindiklerimiz, çok daha fazla oldu. Eskiler, "Zaman hallal-i müşkülattır" derlerdi. Galiba doğrudur. Koalisyonun üç ayağı bir bastonla "herçe abad" yürümeye ve yönetmeye, bizler de böylesi bir koalisyon hükümetine alışmış olmalıyız ki artık sesimiz sedamız çıkmaz oldu!.. Memlekette yığınla ekonomist, maliyeci var. Hepsinde ortak bir merak; TV'lerde ekrana çıkmak!. Gözümüzün içine bakarak birbirleri ile gırgır geçerek, ucuz şov yaparak, banknot basar gibi havaya hava basıyorlar!. Hata ediyorlar demekle yetinelim!.. Maliyeci değiliz... Ekonomist değiliz... Ama kendi mesleğimizde -belki fıkdanı hasebi ile- hasbelkader hep bu işlerde ve müzakerelerinde çalışmak durumunda olduk. Kırk yaşından sonra özel olarak "Econometrie" dersi bile almak zorunda kaldık. IMF o zamanlarda da vardı, onlarla yapılan müzakerelerde bizler de vardık. Görevli bakanların bu toplantılarına arada bizzat Başbakan da gelirdi. Ne IMF ne Dünya Bankası ne de OECD gibi uluslararası kurum ve kuruluşlar TC Devleti'ne saygıda kusur edemezlerdi.. Bizler bu müzakerelerin mutfağında çalışır, servisini de yapardık. Şimdikileri izlerken onları hatırladım. Kalkınma ve gelişme halindeki ülkelerin hepsi dış yardıma ve yabancı kredilere muhtaçtırlar. Krediyi verenler de, ister IMF. Dünya Bankası, ister yabancı ülkeler, hükümetler veya mali kuruluşlar olsun, kredi vermeye aynı şekilde kredi vermeye muhtaçtırlar!. Çünkü onlar da satmak isterler!... İşleri güçleri, var olma sebepleri budur. Devlet genelde alt yapı, yani infra-structure yatırımları için dış borçlanmaya gider. Bunlar, sadece bir kuşak değil gelecek kuşakların da yararlanacağı yatırımlardır Dolayısı ile gelecek kuşaklar da borçlu durumda olacakları için alınan kredilerin uzun vadeli ve düşük faizli olmaları zorunludur. Dünyanın hiçbir yerinde vadesi gelen borçların faizlerini ödemek için dış borç alınmaz. Bu, eğer aldatmaca değilse, işin kolayına gitmek anlamını taşır ki "Devlet etmek" ile bağdaşamaz!. Keşke diyorum doğru dürüst bir devalüasyon yapıp ardından da kısa bir ödemesiz dönemden sonra mevcut borçları, cüz'i bir gecikme faizi ödeyerek zaman içine yayabilse idik!.. Kimse bizi Arjantin ile terazide ölçerek korkutmaya kalkışmasın. Asla Arjantin gibi olmazdık.. Ben oralarını iyi bilirim. On yıl ara ile ilkinde maslahatgüzar, ikincisinde ise büyük elçi olarak görev yaptım. İlla benzetmek isteyenler çıkarsa onlara haritaya bakmalarını tavsiye ederim. Coğrafya insana çok şey anlatır!.. ABD ve bütün dünya "terör"ü ve Türkiye'nin terör karşısındaki durum ve tutumunu geçen yıl 11 Eylül'den sonra ancak anlayabildi. Öcalan'ı Suriye'den çıkartıp sonra da kıskıvrak yakalayarak adalet önüne çıkarmak, şimdi "Türk Modeli" diye anılır ve uygulanır oldu. Biz sözüm yabana AB'ye gireceğiz diye haini hâlâ bir adada ağırlamaya devam ediyoruz ama elin Amerikalısı binlerce ton bomba attıktan sonra Afganistan ve hatta belki Pakistan'da terörist avlamaya başladı bile. AB ülkelerindeki yabancı terör örgütlerinin bir listesi açıklanmış.. İçinde bizimkilere yer verilmemiş!. Bundan belli Batı Medeniyeti!.. Ecevit haftaya Bush'a konuk oluyor. Bakalım ne çıkacak? Belki ekonomik alanda bir gelişme olacaktır diyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.