Savaş ve terör!..

A -
A +

İkisinin arasında hiçbir benzerlik yoktur. Savaş, ülkeler, devletler ve milletler arasında yapılan, devletler hukuku çerçevesinde siyasi yollarla çözülmesi imkanlarının tükendiği bir anda başvurulmak zorunda kalınan sevimsiz ama kanlı bir politikadır. Savaşın da hakkı, hukuku kendine göre usulü ve adabı vardır. Terörün ise hiçbir kaydı kuyudu, insanlık duygusu türünden hiçbir nasibi yoktur. Amacı sadece düşman bellediğini veya kendi çıkarlarına aykırı gördüğü insanları, topluluk veya kuruluşları ucuz ve masrafsız bir şekilde pusu kurarak, ortadan kaldırmaktır. Ucuzdur çünkü herhangi bir büyük masrafa ihtiyaç göstermez. Fazla sayıda militana da gerek yoktur. Zira olanlar "intihar saldırılarında" olduğu gibi zaten önceden ölümü göze almış fedailerdir. Mali kaynakları belirli yerli ve yabancı çevrelerden ve rehine olarak aldıkları muazzam fonlardan oluşur! *** Efendim bu girişten sonra asıl değinmek istediğimiz nokta şudur: İkinci Dünya Savaşının sona erdiği farz edildiği 8-10 Mayıs 1945'ten bu yana tam 60 yıl geçmiştir. O zamanları hatırlarım herkes bayram ediyordu. Galipler, savaş sonrasında "şöyle yapacağız, böyle yapacağız, yıkılanı yakılanı yeniden ve eskisinden güzel yapacağız... Bir daha yaramazlık etmesin diye Almanya'yı dokuz parçaya böleceğiz vb. diyorlardı!.." Paris başta olmak üzere birçok başkentlerde çeşitli kurum ve kuruluşların tartışmaları bile yapılıyordu. Bu tartışmalar sırasında galip müttefikler, yani Sovyet Rusya ile ABD, İngiltere ve müttefikleri arasında anlaşmazlıklar çıktı. Stalin bir Avrupa haritası alarak elindeki kırmızı kalemle yukarıda Stettin'den başlayarak aşağıda Triyeste'ye kadar uzanan bir çizgi çizdi. Ve muhataplarına dönerek "Bu çizginin Doğusu benim, kimseyi karıştırmam, batısında ise ne haliniz varsa görün!" dedi. Hitlerin saçma hurafeleri ile başlayan bir savaş Avrupa'nın bir bütün halinde birleştirilmesi hayali gibi bir efsane ile bir soğuk savaş dönemine girildi. Bu gerçek bir savaş değildi. Ama çok yakın bir benzeri idi. Herkes, Türkiye dahil, tetik üzerinde idik. Nihayet Gorbaçov'un gelmesi ile bu savaş da sona ermiş sayıldı. Ermiş olduğuna şahit ister... Türkiye olarak savaş alevlerinin tam ortasındayız! Dikkatli, ihtiyatlı ve basiretli, uzak görüşlü olmak zorundayız. Hükümetimizden, yöneticilerimizden beklentimiz budur. Son olarak nazik bir noktaya daha değinmek zorundayım. İkinci Dünya Savaşı dünya kamuoyuna artık bundan böyle benzeri savaşlar olmayacağını, Atlantik Paktı, Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlar ülkelerin sınırlarını ve tamamı ile mülkiyelerini güvence altına alıyor.. "Artık çok masraflı askeri kuvvetlere pek iş düşmeyecek" gibi düşünceler milletler ve özelikle bütünleşme, küreselleşme çevrelerinde mesafe almaya devam ediyor.. Umarım bu akım bizi olumsuz etkilemez. Zira Türk Silahlı Kuvvetleri Anayasamız çerçevesinde kendisine tevdi edilecek her görevi şimdiye kadar olduğu gibi başarı ile yerine getirecektir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.