Tefrik-i Kuvva ve Matbuat!

A -
A +

Bu hafta köşemde "Devletler Hukuku"nun en önemli ve değişmez kaidesi "Kuvvetler Ayırımı"nı ele almak istemiştim. 1789 İhtilalinden bu yana bu prensip dünyanın hemen bütün ülkelerinde geçerlidir. Uygulamlarında nüans farkları da olsa lafzında hepsi birdir aynıdır. Matbuat ise henüz bugünkü gününde değildi. Sonradan gelişti, birdenbire boy attı, güçlendi, "Yasama, Yargı ve İcra" diye üçe ayrılan bu anayasal kuvvetlerin üçünü de bir hal ile etkisine aldı. Bu, özellikle 2'nci Dünya Savaşından, Soğuk Savaştan sonra başlayan bu süreç, ulaşım, iletişim haber alma, haber verme konularındaki akla durgunluk veren teknolojik ilerlemelerin sonucu daha da gelişti güçlendi, bugünkü haline geldi. Kamuoyunu yansıttığı, kamuoyunu bilgilendirdiği ve dolayısı ile yönlendirdiği gibi icrayı da, yargıyı da, hatta yasamayı da aynı şekilde kuvvetle etkiler, baskısı altına alır oldu. Bu haliyle basın, her türü ile anasayal özgürlüğe sahip olmanın yanında lafzen üçe ayrılan kuvvetlerin bir dördüncüsü olarak bugünkü başlığın yanında yer aldı! Bu bakımdan diğer üç kuvvet gibi hukuki bir sorumluluğu üzerine almış oldu. Basın da, devleşen teknoloji ve sermayenin sırtında "MEDYA" haline geldi, bir bakıma halkın gözü kulağı ve daha da ilginç olanı, halkın, hakkın güvencesi haline geldi ve dolayısı ile sonumluluğu daha da artmış oldu! ??? Bu başlangıçtan sonra bugün yazmak istediğimiz asıl konuya girelim... Basın diğer üç kuvveti etkilediği gibi kendisi de onlardan etkilenebilir mi? Sorun işte buradadır. Bu sorunun cevabını kolaylaştırmak için konuyu biraz daha açalım. Geçtiğimiz yüzyılda dünya savaşları sıcağı ile soğuğu ile çok şükür sona erdi. Ama bu sefer başımıza bir TERÖR belası çıktı! Sınır tanımayan bir veba mikrobu gibi bir ülkeden öbürüne bulaştı. Vurmak istediği hedefler büyük, ama kendisinin gösterdiği boy hedefi vurulamayacak kadar küçük ve gizli idi. Ordular bile çok defa âciz kalıyorlardı. Yeryüzünde şimdilerde en güçlü olan ABD, 2001 Eylülünde hiç beklemediği bir yabancı terör eylemine maruz kalınca kollarını sıvadı. Dünyadaki birçok terör örgütlerinin ve ülkelerinin bir listesini çıkardı. (PKK) bu listeye dahildir. Dünyanın en kapsamlı İstihbarat örgütü olan CIA'yi tüm terör örgütlerinin finansal kaynaklarını meydana çıkarmakla görevlendirdi. Hazırlanması ve kısmi denemeleri çeşitli ülkelerde yapılan bu fevkalade gizli planın tam metni noktasına virgülüne kadar ABD'nin, hatta dünyanın en büyük gazetesi olan "NEWYORK TİMES"da geçen ay başında yayımlanınca Beyaz Saray'da kıyamet koptu! Başkan Bush ağza alınmayacak küfürler ve tehditlerle gazeteye saldırdı. Ama daha öteye gidemedi. Yeni bir plan hazırlamak ve dünyanın tüm bankaları ve finans kurumlarındaki gizli hesapları meydana çıkarmak için yeni bir plan hazırlanması belki bir yıldan uzun sürecek ve milyonlarca dolar sarfına neden olacaktır deniliyor. Başkan Bush'un tehditleri gazeteye belki vız gelecektir. Ama küçük gazeteler mutlaka bu tehditlerden etkilenecektir! Daha da kötüsü terör örgütleri, destekçileri ve özellikle aracı finans örgütleri bu duraklamadan ziyadesiyle faydalanarak gerekli tedbirleri alacaktır. CIA'nin ifşa edilen programına göre bu uygulama Türkiye dahil bütün ülkelerde uygulanacaktı. Bunun bizim için kapsamı ne kadar geniş ve etkili olabileceği belli olmazdı. Ama şimdiden bazı yürekleri hoplattığı da bir gerçektir! Bu konunun Hukuki, özellikle devletler arası hukuk açısından özelliğine bakıldığında hukukçuların fikir ve mütalaaları değişik ve çatışmalıdır. Bu konu bir başka haftaya sarkmak zorundadır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.