Teröre karşı toplu bir savaş mümkün mü?

A -
A +

Bunun çok zor olduğu yaşadığımız şu günlerdeki çaresizliklerden belli oluyor. Ama artık teröre karşı mutlaka bir çare bulunmalı kanısı dünya kamuoyunda şuuraltı bir kanaat olarak yerleşmekte olduğu da gözlerden kaçmıyor. Medya hafiften uyanıyor gibidir. Görevinin sadece eline ve bilgisine gelen haberleri kamuya tezi tezine aktarmak olmadığını, yavaş yavaş anlamaya başlamış gibidir. Bu sevindirici ve umut verici bir gelişmedir. Ama yeterli değildir. *** Yazılı, sazlı, sözlü bol renkli ve görüntülü hali ile medya, bugünkü etkisi ile, 1789'lardaki "Kuvvetler ayrımındaki ilk üç sırayı bile zorlayacak bir güce sahip hale geldi ama neden ise bu gücünü gereği gibi ve istenilen istikamette ve cesaret ve kesafette kullanamıyor! Önce terör dediğimiz olay ve eylemin niteliğini kendimize göre kısaca anlatmaya çalışalım: "Terör, öldürmek, rastgele kim olursa olsun öldürmek, yok etmek, çevreyi ve çevredekileri uyarmak ürkütmek, sindirmek anlamında kullanılan bir kavramdır!" Peki herkes terörü aynı şekilde mi algılıyor? Heyhat ki hayır! İnsanlar kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen -daha da doğrusu zarar vermeyen- böylesi hareketleri çoğu zaman sempati ile karşılıyor, hatta çoğu kez PKK olayında olduğu gibi açık açık desteklemekten bile geri kalmıyor... Terör oldum olasıya "Güçsüzler"in güçlülere karşı kullandıkları veya güçlülerin işi daha çabuk halledebilmek için başvurdukları "İllegal" bir savaş yoludur. Sonuncusunu İkinci Dünya Savaşı'nda yaşadık. 1945 Mayısında Dünya Savaşı bitti diyorduk. Almanlar, İtalyanlar teslim olmuşlardı. Ama Japonya hâlâ direniyordu. Araya Pearl Harbor baskını da sıkışınca Batılı Müttefikler iki müthiş ve esrarengiz atom bombasını Hiroşima ile Nagasaki üzerina bırakıverdilerdi. Bombalardan birincisi savaş raconunda "Bebek!" ikincisi ise "Şişko" diye anılıyordu. Bebek Rooswelt, Şişko ise Churchill idi. İkisi birden Güneşin oğlu Japon imparatorunu ABD Mareşali Mc. Arthur'un hizmetine vermeye kafi gildi!.. *** Saddam Hüseyin'in bir türlü bulunamayan "Kitle imha silahları" komşu Irak'ı bugünkü duruma düşürdü. Irak'taki başarı (?!) büyütülmüş veya güçlendirilmiş Orta Doğu Projesini (BOP) doğurdu. Tam bu sıralarda Singapur'da 2012 Olimpiyatlarının Paris'te mi yoksa Londra'da mı yapılacağı tartışılıyordu. Dünyanın kuzeyindeki 8 zengin ülkesinin başkanları da yine İskoçya'da bir araya gelmişler güneyde kalan 100'den fazla fakir ülkesine kaçar sentlik yardım yapacaklarını görüşüyorlardı ki, Londra metrolarında aynı dakikalarda bombalar patladı. Bundan çıkarılabilecek tek ders artık nerede ve ne sebeple olursa olsun 'TERÖR'ün yok edilmesinde fikir ve inanç birliğine varılmış olmasıdır. Bu 'MOMENTUM'dan faydalanarak bizdeki PKK terörünü külliyen yok etmek için harekete geçilmesi zamanı geldiğidir. Artık şu veya bu mülahaza ile bize ne derler kompleksinden kurtulmanın zamanı gelmiştir diye düşünüyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.