Tito'nun terekesi kimlerin başını ağrıtacak?!

A -
A +

Yugoslavya'nın efsanevi lideri, Mareşal Josip Bros Tito, yaradılışı itibarı ile karışık karmaşık bir kişiliğe sahipti. Balkan dağlarında komünist bir Gerilla Şefi, Stalin'in dostu, arkadaşı, ama Yugoslavya Federasyonu'nun başına geçtikten sonra ülkesini 'Demir Perde'nin dışında tutmasını bilen, kapitalist Batı ülkelerinden yardım almakla beraber onlardan uzak kalarak Üçüncü Dünya Ülkeleri grubuna katılan ve bu akımın başta gelen liderlerinden biri olmayı başaran bir adamdı. Dağlarda çete savaşlarında gösterdiği ustalığı Yugoslavya Sosyalist Devletler Federasyonu'nu kurarken de gösterdi. Federasyonu oluşturan 6 millet ve bir özerk bölgede yaşayan insanları bir kuyumcu mahareti ile birbirine bağladı. Federasyon artık hiç dağılmayacak sanılıyordu. Ama 1990'lara gelince Demir Perde yıkıldı. Kafesteki kuşlar ayaklandı, havalandı. Bunun Yugoslavya'ya sirayet etmemesi mümkün değildi. Mareşal Tito öldü. Böylesine karışık, çapraşık bir siyaset ustasının Terekesi de elbette karışık olacaktı. Şimdilerde Balkanların dramı bu noktada toplanmaktadır. Bu tereke sanırım pek çoklarımızın başını uzun süre ağrıtmaya devam edecektir!. Türkiye konunun dışında değil, bir bakıma içindedir. Böyle olması da doğaldır. "Biz artık Osmanlı değiliz, pek Balkanlı da sayılmayız..." diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. Öyle yaparsanız önce kendinizi inkar etmiş olursunuz sonra da geleceğinizi ve güvenliğinizi tehlikeye atmış olursunuz!.. Tito aslen Hırvattı. Karısı Yovanka azılı bir Sırp milliyetçisi idi. Öyle ki, son yıllarında Tito onu sadece Devlet işlerinden değil, hariminden, evinden uzaklaştırmak ve hatta hapse atmak zorunda bile kalmıştı. Tito, zamanın Türk sefirine: "Ne korkuyorsunuz bre Osmanlıyım demekten?!. Biz bu dinleri, dilleri, inançları ayrı altı milleti bir arada yaşatmayı, gül gibi yönetmeyi sizden, Osmanlılardan öğrendik!.." demişti. Sesi hâlâ kulaklarımdadır!..  İhtiyar komitacı doğru söylüyordu. Eski Yugoslavya, altı federe Cumhuriyet ve bir de Sırbistan'a bağlı "Özerk Kosova Bölgesi"nden oluşuyordu. Tito'nun öleceğine yakın Federasyon, orasından burasından çatırdamaya, Kosova "Özerk Bölge" kimliğinden kurtulup federe cumhuriyet statüsünü kazanmaya çalışıyordu. En sonunda beklenenler oldu. Geçen asrın sonuncu on yıllık diliminde Yugoslavya kocaman bir pasta gibi dilim dilim kesilerek altıya ayrıldı. Ama bu çok zor ve Bosna Hersek'te olduğu gibi kanlı ve acıklı oldu. Federasyon'dan kesilen her dilimde bir ötekinin payı insanı, malı, canı kanı vardı. Bosna Hersek faciası bu yüzden patladı. Kosova kendi başına özerk bir bölge idi. Tito yaşasa idi bağımsızlığına kavuşacağı var sayılıyordu. Federasyonun en güçlü üyesi Sırbistan bu dağılmayı önleyebilmek, hiç olmazsa geciktirebilmek için çok gayret sarfetti. Küçük Karadağ'ı kendi yanında tutarak federasyonu sürdürmek istedi. Olmadı, bu sefer Kosova olayları patladı.  "Balkanlar Balkanlılarındır!." diye bir slogan vardır. Zaman zaman ortaya atılır. Ama Balkanlara sahip çıkmak isteyenlerin başında Balkanlı olmayanlar gelir. Ruslar'dan sonra, ABD ve sonra da şimdilerde ekonomik kimliğinden ziyade siyasi ve askeri kimliğine merak salan bir AB, Avrupa Birliği çıktı. Bunların dışındaki Balkanlı kalabilenlerden Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan şimdiki halde oyuna saha kenarından arada katılmak zorunda kalıyorlar. Yahut da böyle kalmayı bugünkü konjonktür dolayısı ile tercih eder görünüyorlar. Bu devletlerin zaman zaman Dışişleri Bakanları hatta Hükümet veya Devlet Başkanları düzeyinde gerçekleştirdikleri toplantılar biraz da tribünlere yönelik göstermelik denemeler ölçüsünde kalıyor. Balkanlardaki oyunun şimdilik baş oyuncuları Arnavutluk değilse bile bölgedeki Arnavut kökenli toplumlardır. Hepsinin arkasında doğal olarak Arnavutluk vardır. Makedonya'daki Arnavut gerillaların baskısını sadece bu ülkedeki bir azınlığın başkaldırması olarak görmek ve değerlendirmek yanlış olur. İki milyonluk Makedonya'nın her bakımdan daha canlı 600.000 kişilik bir Arnavut toplumu ile uzun süre başa çıkabilmesi mümkün değildir. Kosova'da hakim unsur Arnavuttur. Makedonya'da Arnavut gerillaları sınır bölgesinde yerleşik olanlardır. Doğum nisbeti mukayese edilemeyecek kadar fazladır. Bir asır sonra Makedonlardan fazla olabilecekleri hesaplanıyor. Eğer şimdiki halde BM mandası altında, NATO ve AB güvencesi altında yaşayan Kosova, beklendiği gibi bağımsızlığını kazanacak olursa sınırlarını Makedonya aleyhine ve Ohri gölüne kadar genişletmek isteyeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Bağımsız bir Kosova'nın da er veya geç Arnavutluk'la birleşmesi mukadder görünüyor!..  Meselenin hem düğümü, hem çözümü bize göre KOSOVA'nın müstakbel statüsünde yatmaktadır. Bu konuda çeşitli olasılıklar akla gelebilir bunlar: 1- Kosova'da bağımsızlık ilan edilir. (Beklenen budur) 2- Yugoslavya hakimiyetinde kalmaya devam eder. (Pek muhtemel değil) 3- Kosova'da şimdiki durum, yani BM mandası devam eder (Süresi belirsiz) 4- Kosova Kurtuluş Ordusu "UCK" tamamen tasfiye edilir. Arnavut gerillaları bastırılır. Makedonya'da sükun avdet eder. Bu olasılıkların her biri siyasi, askeri, ekonomik komplikasyonları beraberinde getirir. Hangisi olursa olsun hepsi Türkiye'yi yakından ilgilendirir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.