Asker olsun, sivil olsun bir yabancı ülkeye giden herkesin ilk yapması gereken şey, o ülkenin kimler tarafından nasıl yönetildiğini sormak ve öğrenmek olacaktır. Eminim bu, tarafımızdan gereği gibi yapılmıştır. Zira şimdiki durumda her ne kadar uluslararası vecibeler veya teamüller gereği de olsa Türk askerini yabancı bir ülkeye göndermek kararı almanın kolay olmadığı ortadadır. Lübnan, Türklerin, Türkiye'nin bilmediği bir yer değildir. 1918 Mondros Mütarekenamesine gelinceye kadar Osmanlı yönetiminde idi. Suriye vilayetimizin bir parçası idi. Savaş içinde İngilizler ve Fransızlar arasında Osmanlı imparatorluğunun mirası paylaştırılırken önce St. Jean de Mauurienne daha sonra da San Remo mutabakatları ile Fransa'nın Mandat yönetimde kaldı. Lübnan'ı Suriye'den ayırmak, çeşitli kökenli, daha da çeşitli din ve mezheplere mensup insanları bir araya getirmek. Mandater Devlet Fransa'nın işi olmuştur. Bugünlere kadar bu ülkenin geçirdiği maceraları herkes bilir. Asıl olan şimdiki durumdur. Lübnan'da yönetim halen Fuat Siniora başkanlığındaki bir koalisyon hükümeti tarafından yürütülmektedir. *** Siniora Sünni bir Müslümandır. Suriyeliler tarafından yapıldığı söylenilen bir suikastta öldürülen eski Başbakan Hariri'nin Hükümetlerinde iki defa maliye bakanı olarak görev yapmıştır. Hiç kimse anasından devlet adamı olarak doğmaz. Devlet adamı olayların içinde oluşur. Fuat Siniora da o yoldan oluştu. Kendi ülkesindeki muarızları ne ünlü Maronit Süleyman Frangi, ne Suriye ve Hizbullah yanlısı Michel Aoun, ne de Dürzilerin Lideri, Velid Cambulat ve hatta ne de geçen yıl öldürülen başbakan Refik Hariri'nin oğlu Saad Hariri çok zayıf buldukları Siniora hükümetine bizzat katılmaktan kaçınarak ikinci adamlarını yollamakla yetindiler. Saad Hariri de Parlamentoda çoğunluk lideri olarak Mecliste yeraldı. Bu aslında Lübnan hükümetinin şimdiki başkanı için de bir bakıma hayırlı oldu. *** İsrail, Hizbullah, Suriye ve İran taraflarından baskılara karşı uluslararası BM gücünü ülkesine yerleştirebilmek becerisini gösterdi. Kendi ülkesindeki düzeni muhafazada aynı başarıyı gösterirse Lübnan sorunu fazla geç olmadan halledilebilir kanısı Uluslararası kamu oyunda yerleşmeye başladı. Umarız ki bu iyimserlik devam eder. *** Başbakan Siniora TC Hükümetine güven verebilmiş olmalı ki Erdoğan ve Gül ikilisi asker göndermek kararında pek zorlanmadılar. Lübnan Başbakanı Fuat Siniora, 63 yaşındadır. Eski bir bankacıdır. 1982'de geçen yıl öldürülen eski başbakan Hariri'nin mali kuruluşlarında görev yapmış, 1992 yılından itibaren de çeşitli hükümetlerde maliye bakanı olarak görev yapmış ve patronunun suikaste uğramasından sonra da yeni Lübnan hükümetini kurmuştur. Hükümetin içindeki Nasrullah taraftarı Şiilere söz geçirebileceği veya en azından onları belirli bir süre nötralize edebileceği kanısı gelen kamu oyunda yaygınlaşmaktadır. Türk askerinin Lübnan'a gönderilmekte olduğu şu sıralarda genel durum bu istikamette gelişmektedir. Her şey bölgedeki konjonktürün gelişmesine ve Lübnan Ordusunun güçlendirilmesine bağlıdır. Uluslararası güce iş düşmeden tarafların bir Modüs Vivendi içerisinde yaşamaları şimdiki durumda sağlanabilecek tek çözüm olarak görülmektedir. Türk askeri gücünün Lübnan'daki görevi sırasında dışişlerimizin terfik edebileceği Arapça ve Fransızcaya bi hakkın vakıf, bölge sorunlarını da iyi bilen elemanlarla da donatılması gereğine bir defa daha değinmek istiyorum. Zira Lübnan'daki görev bence benzerlerinin en nezaket arzedenidir.