Cumhuriyet döneminde devlet yönetiminde hiç bu kadar dolu bir dönemi hatırlamıyorum. Parlamento, hükümet, muhalefet harıl harıl çalışıyor. Öncelikler kamuoyunun tepkileri ile çabuk değişebiliyor. Seçimler yaklaşmış, gölgesi gündemi bastırıyor. Bu arada bir de İstanbul'un yönetimi, trafik ve giriş işlemleri de kafaları karıştırmaya başladı. Bu sonuncu mesele öyle hafife alınıp acele kararlarla halledilebilecek olanlardan değildir. Başta Başbakan bunu hepimiz biliriz!.. *** Fransız İhtilali yüzünden Fransız halkı ikiye ayrılmış, yurt dışında ve özellikle Türkiye ve yakın şarktaki Fransız veya Levantenler ayaklanmıştı, Convention Hükümeti bu durumu yatıştırmak için aslında bir tıp doktoru olan Olivier başkanlığında her konuda uzman bir bilginler heyetini bir savaş fırkateyni ile İstanbul'a göndermiş. Adam bütün bu ziyaretini sonradan Türkiye Seyahatnamesi adı altında yayımlamış. *** Eskiden Osmanlı döneminde, 1792'de İstanbul'un nüfusu şimdikinin yirmide biri kadarmış. İstanbul'u, Anadolu ve Rumeli Kazaskerleri ile bir "İstanbul Efendisi" gül gibi yönetirmiş. Bu arada İstanbul efendisi çoğu kez bir yıl sonra başka bir göreve çoğu kez Anadolu Kazaskerliğine atanır veya Vezir yapılırmış. İstanbul halkı arasındaki davalara semt mahkemeleri bakar ve dava konusundan %10 harç veya harac alırlarmış. Fransız heyeti İstanubul'da bir yıla yakın kalmış, sonra Girit'e kadar gemi ile bütün adaları gezmiş, incelemiş. Kıbrıs Adasını da ziyaret eden Olivier, ada halkının o zamanlar dörtte üçüne yakın kısmının Türk ve Müslüman olduğunu kaydediyor. Bu rakamı gayrimüslimlerin baş vergisi kayıtlarına dayanarak buluyor. İstanbul halkını da o zamanlar bizzat hükümet tarafından ithal edilen gıda maddelerinin resmi kayıtlarından çıkarıyor. O tarihlerde buğday ve unlu maddeler sadece Unkapanı'ndan, diğerleri ise Yağkapanından ithal edilir, kayıtları da gayet muntazam tutulurmuş. *** "Türkiye Seyahatnamesi" adı altında altı cild halinde yayımlamış İstanbul ve Adalara ait olan kısmı Türkçe'ye çevrilip yayımlanmıştı. Şimdilerde tek danesi bulunamıyor. Bu tercümenin o tarihlerde İstanbul Belediye Başkanı olan şimdiki Başbakanımıza da takdim edildiğini hatırlıyorum. Belki faydası olur mülahazası ile bu haftaki sohbetimizde bu konuyu ele aldım.