Trump'ın sağlığına duacı olmak!..

A -
A +

ABD tarihinde Başkanlara suikast düzenlemek fevkalade bir durum değil. Tam olarak 8 Başkana suikast yapılmış. Genelde 1865 Lincoln ve 1963 Kennedy suikastları hatırlanır ama iki Başkan daha suikasta kurban gitti... 

 

Suikasta kurban giden ikinci başkan 1881'de James Garfield olmuş. Garfield, olaydan sonra neredeyse üç ay hayat mücadelesi vermiş. Üçüncü suikast ise 1901'de William McKinley'e yapılmış ve aynı gün hayatını kaybetmiş. Sadece Başkanlar değil Başkan Adayları da suikastların hedefi olmuş. Roosevelt ve Robert Kennedy en ünlüleri. Roosevelt yaralı kurtulurken, Kennedy hayatını kaybetmiş. En son girişim Trump'a karşı gerçekleştirildi ve komplo teorisyenlerine rağmen tecrübeli uzmanlar Başkan Adayının kıl payı atlattığı görüşünde birleşiyorlar. Peki bu suikast girişiminin arkasında kim var? Buna cevap vermek için tarihte geriye dönmek gerekir. 

 

Eskiden ABD'de şu soru sorulurdu: "Kennedy'yi kim öldürmek istedi?" Açıkçası işçi sendikalarından petrolcülere, derin devletten SSCB'ye kadar birçok fail bulunabilir. Yine de bu soruya aklı başında olanlar şöyle cevap verirdi: "Neredeyse herkes..."

 

Trump'ın da katlini isteyen birçok cephe, kesim, fraksiyon ya da ülke var. Her şeyden önce Trump müesses nizamın karşısında olduğunu sürekli ifade ediyor. Dolayısıyla derin devlet onu sevmiyor. Avrupa ve Asya'daki ABD üslerini kapatacağını ve askerleri çekeceğini, uçak gemilerinin masrafını azaltacağını, Ukrayna'ya desteğini çekeceğini, Rusları kendi tarafına çekeceğini, Çin'e karşı mücadeleye kaldığı yerden devam edeceğini, Gazze meselesini sonlandıracağını, İbrahim Anlaşmalarını tekrar dirilteceğini, Meksika sınırında yarım kalan duvar işini bitireceğini, kripto varlıklara destek vereceğini söylüyor. Bu söylemleriyle herkesi kendine düşman etmeyi başardı... 

 

Çünkü Trump Başkan seçilir de söylediklerini yapmaya başlarsa, Avrupa, Japonya, Güney Kore, Çin, Meksika, İsrail, radikal terör örgütleri, Amerikan Derin Devleti, kapitalizmin ve emperyalizmin unsurları zarar görecek. Trump'ı öldürerek Biden'dan da kurtulmaya çalıştıklarını anlayabiliyoruz. Çünkü suikast amacına ulaşsaydı, ortaya çıkan karışıklığa Biden'ın dayanması mümkün olmazdı. Suikastın arkasında kim var ise amacına ulaşamadı. Bundan sonra başka denemeler olabilir. Uyanık olmakta fayda var. 

 

Trump akıllı bir hamle yaparak Başkan Yardımcısı adaylığına oldukça radikal bir ismi seçti. Ohio Senatörü JD Vance daha önce birçok kez Trump'ı ağır eleştirmiş ancak sonra çizgisini değiştirmiş bir siyasetçi. Açıkçası dünyanın her yerinde tecrübe edeceğimiz bir durum bu. Birbirleri için ağzına geleni söyleyenler, aynı hedef için bir araya gelebiliyor. Trump'ın başkanlığı sırasında yardımcısı Mike Pence idi. Çoğu zaman "bana bir şey olursa başınıza bu gelecek, ona göre" diye açıkça konuştuğunu da biliyoruz... Özetle, son başkan yardımcısı, Trump'la aynı kafadadır. "Beterin beteri var, ona göre" diyor. Yani seçilirse herkes Trump'ın sağlığına duacı olacak...

 

Şimdi meselenin başka bir tarafına bakalım... Malumlarınız aylar önce bir yazımda Çin Hükûmetinin altın, ABD ve Batı Hükûmetlerinin de BITCOIN yatırımına başladıklarını belirtmiştim. Trump'ın Başkanlık Seçimini kazanması durumunda kripto değerlere yatırım yapacağına dair söylemlerini de eklemeliyim. Ancak geride kalan iki haftada oldukça ilginç gelişmeler yaşandı. 

 

Alman Hükûmeti elindeki Bitcoinleri olabilecek en yüksek hızda likidite etmek için harekete geçti. Hâlbuki Amerika'daki kamuoyu yoklamaları Trump'ın kazanacağını gösteriyordu. Tabii en fazla oyu alan ABD Başkanı seçilmiyor, onu biliyoruz. Ancak "electoral college" dediğimiz iki kademeli seçim sisteminden de Trump'ın galip çıkacağına dair analizler artmaya başlamıştı. Cumhuriyetçilerin Başkan Adayını belirlemek için Milwaukee'de buluşmasından 2 gün önce gerçekleşen suikast girişimi, büyük ihtimalle istihbarat kaynakları tarafından da biliniyordu. Ayrıca bu suikast girişiminin kıl payı başarısız olması ile Alman Hükûmetinin alelacele sattığı Bitcoinleri yan yana koyunca burnuma kötü kokular geldi!.. 

 

Alman Hükûmeti yasa dışı faaliyetlere yönelik operasyonlarda elde ettiği kripto değerleri haziran ayından beri satıyordu ama son iki haftada bu satışın uzmanlar tarafından bile "panik havasında" diye yorumlanan bir hıza kavuştuğunu görmüştük. Ancak Trump'ın suikasttan kurtulması üzerine Bitcoinin sert yükselişi Almanların olması gerekenden daha düşük fiyata satmaları sonucunu doğurdu. Tam olarak 51.000 Bitcoin satıldığına dair haberler aldık. Demek ki en az 600-700 milyon dolar civarında gelirden oldular. Alman Hükûmetinin bu kadar acele etmesinin sebebini neye bağlamak gerektiği konusunda kimsenin net bir fikri yok. 

 

Olaydan sonra borsaların yatay seyrettiğini ve altının yükseldiğini gördük. ABD seçimleri yaklaşırken Amerikan Tahvillerinde dalgalı bir seyrin olacağını ama hisse senedi tarafında fazla bir bozulmanın gerçekleşmeyeceğini tahmin ediyorum. Trump seçildiği andan itibaren ise Bitcoin ve altın arasında ciddi bir rekabetin başlayacağını düşünenler var. Bazı şartlar altında ben de bu kanaate katılıyorum. 

 

Trump'ın seçilme ihtimalinin artması gelişen ülke paraları üzerinde olumsuz etki yaptı diyebilirim. Elbette Meksika Pesosunun ilk anda değer kaybetmesi normal, çünkü Trump göreve geldiğinde ilişkilerin gerileceği aşikâr. Sonraki günlerde toparlandı zaten. Piyasalar çabucak sakinleşti diyebilirim. 

 

Yukarıda da belirttiğim gibi, Demokratlar, Biden'ın adaylığında ısrar ederlerse, Trump'a karşı başka girişimlerin olabileceğini de aklımızın bir köşesine yazmamız gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.