“Meşhur Sarıkamış faciasında Allahuekber dağlarında şehit olanlardan birisi de amcam...”
İlkokul beşinci sınıfa gidiyordum. Sosyal Bilgiler dersinden ödevimiz olduğunda kaynak olmadığı için bazen babama sorardım. Annem de babam da ilkokulu pekiyi derecede bitirmiş zeki insanlardı. Yıllarca onlardan ders konusunda yararlandım.
Ev ödevimizin konusu ilçemizden I. Dünya Savaşına ve İstiklal Harbine kaç kişinin katıldığı kaç gazimiz kaç şehidimizin olduğu vb. idi.
Çoğu arkadaşım için zor bir çalışma olabilirdi ama ben çok sevinmiştim. Çünkü benim dedelerimden büyük halam ve komşu Ali Dayı’dan bilgi alabilirdim.
Akşam eve döndüğünde babama bu ödevden bahsettim. Babam “Helal olsun o öğretmene, ne güzel bir ödev konusu. Merak etme ben de yardımcı olurum” dedi.
Aradan bir ay geçti. Ben Büyükorhan ve köylerinden I. Dünya Savaşına ve İstiklal Harbine katılan 53 kişinin olduğunu tespit ettim. Şehit olanlardan birisi de “Sarı Emin oğlu Ramazan” yani dedemin öz ağabeyi idi. Hatta büyük halam bana onu yine gözlerinden yaş gelerek anlattı. Askere gidişini ve Orhaneli’den Şube Başkanının amcamın şehit haberi vermek amacıyla aileden birsinin gelmesini istemesini anlatırken o günleri yeniden yaşıyordu.
Ramazan Amcam düğününe bir hafta kala önce Orhaneli’ye oradan Bursa’ya oradan da Sarıkamış’a gönderilmiş... Hani şu meşhur Sarıkamış’a... Meşhur Sarıkamış faciasında donarak şehit olanlardan birisi de amcam... Onun ile beraber rivayete göre 93 bin askerimiz şehit oluyor. Büyük halam bize her geldiğinde mutlaka bana sarılır öper, koklar ve “Ağabeyimin kokusu var sende” derdi. Onun vefat ettiğinde ben de yeni evlenmiştim. Onunla muhabbetimiz genelde Ramazan Amcam ile ilgili olurdu.
Ödevimizi yapabilmek için bütün kasabayı taradım. Kimler yoktu ki. Önce annemin dedesi, karşı komşumuz Seyit Ali, arkadaşımın dedesi Semet Ali, anneannemin büyük amcası Mehmet, Celal’in dedesi, Burhan’ın dedesi liste uzayıp gidiyordu. Toplam elli üç kişiden sağ olarak dönen on beş kişi vardı. Savaştıkları yerler Çanakkale, Dumlupınar cepheleriydi. Asıl işin ilginç yanı ise bu gazilerin kendilerine madalya ve de maaş için Orhaneli’ye gittiklerinde Şube Başkanı ile yaptıkları konuşmaydı... DEVAMI YARIN