Ağustosun on sekizi yazıyor

A -
A +

“Amcacığım bugün ayın otuzu ama temmuzun otuzu. Son kullanım ağustosun on sekizi”

 

 

 

Hatırama devam ediyorum. Fişi gömleğimin cebinden aldım... Yumurta viyolüne test ettiğim yumurtayı da koydum. Ağzını kapatıp poşetimi alarak evden çıktım... Nereye? Tabii ki yumurta aldığım markete gidip günü geçmiş yumurtaları vererek tazesini almaya. Hepsi bu kadar mı? Hiç bu kadarla kalır mıyım? Oradaki görevliye de bir çift lafım olacak:

 

“Arkadaşım siz rafları kontrol etmiyor musunuz? Bak yumurta rafına son tüketim tarihi neredeyse iki hafta geçmiş ürün duruyor... İşte demin gelip aldım... Bakın işte aldığım fiş tarihi saati ile burada yazılı...”

 

Tabii kem küm hık mık edecek ama yapacakları bir şey yok... Çok da umurlarındaydı sanki... Mağaza onların değil ya, beğenmezsen beğenme git başka markete. Yürü anca gidersin... Sanki oradakiler bundan farklı...

 

Eyvah aklıma başka bir şey geldi... Hadi diyelim ki fişi gösterip hafif de atarlanıp yumurtayı geri kabul ettirdin... Peki tazesini nereden bulacaksın?

 

Aldığın yerde hepi topu üç dört viyol yumurta vardı. Yani altılı olanı o kadardı... “Abi bunu bırak ötekini al” deseler bile hepsinin tarihi geçmiş demektir... Bunlar eski ürün belli... Şu işe bak sen ya...

 

Hem git yumurta al, eve gel sonra tekrar git. Hem taze yumurta bulamadan geri dön... Bari fişin üzerindeki fiyatı geri ödeme yapsalar... Yapmazlarsa işte o zaman çıngarı görürler...

 

İçimden konuşa konuşa vardım markete... Eyvah az önce kasadaki eleman gitmiş. Neyse fark etmez. Burası kurumsal yer. Fişi gösterince çözüm tamam demektir. Ben böyle derken kasaya yaklaştığımda gençten bir kasiyer:

 

“Buyurun amcacığım” dedi.

 

“Şey az önce yumurta almıştım da bunun tarihi geçmiş be kızım?”

 

“Nasıl olur amca bugün geldi yumurtalar?”

 

Kızcağız aldı elimden viyolü. Şöyle tarihine baktı ve yine gülümser bir hâlde “Amca bugün ayın otuzu ama temmuzun otuzu. Bakın yumurtada ağustosun on sekizi yazıyor. Yani daha son tüketim tarihine 18 gün var... Afiyet olsun”

 

“Ha öyle mi sağ ol çocuğum” Hiçbir şey diyemeden çıktım dışarı... E peki ben bunca heyecanı niye yaptım? Ah kafam ah... Ne olur bir kere de olumlu düşünsen... Bir kere de pozitif baksan hayata ne olur?”

 

Hacı Ömer dedem

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Mehmet G.18 Ağustos 2024 23:03

Üslubunuza bayıldım