“Anne evimizdeki bu adamlar kim?”

A -
A +

“Ya altınların yerini söylersin ya da oğlunu gözünün önünde diri diri doğrarım!..”

 

 

 

Dedemlerin seferberlik hatırasını anlatmaya devam ediyorum... O ara Bekir amcanın üçüncü kızı Gülsüm dünyaya gelir. Birkaç gün sonra dedem amcam ve köylüler Erzurum’a giderler. Dedem orada bir otel almak istemektedir.

 

Çevredeki hırsız ve eşkıya bu haberi alınca dedemin evini soymaya karar verir.

 

Babam anlatırdı:

 

-Ben 12-13 yaşlarındaydım. Akşam karanlık çökünce kuzuları eve getirdim koma (ağıl) koydum. Baktım kapının önünde iki silahlı adam. Onları misafir zannettim. “Ağabey içeri buyarsanız” dedim. O silahlı adamlardan biri kolumdan tuttuğu gibi galiz küfürler ederek beni kapıdan içeriye attı. Aman Allah’ım ne göreyim bu silahlı adamlardan yedi kişi de evin içinde. Evde annem yengem amcamın hanımı bir de komşu Beyaz teyze. Hepsi bir köşede büzüşmüş korkuyla bekliyorlar.

 

Anneme sokulup dedim ki korkarak:

 

“Anne bu adamlar da kim? Evimizde ne işleri var?”

 

“Oğlum korkma bunlar hırsız. Eşkıya. Evimizi soymaya gelmişler.”

 

Hırsızlardan biri bağırdı:

 

“Kendi aranızda konuşmayın, altınları parayı verin gidelim kimseye zarar vermeyeceğiz!”

 

Annem:

 

“Ey Allah’tan korkmazlar! Para, altın yok. Kocam Erzurum’a gitti” dedi.

 

Eşkıya anneme tüfeği doğrulttu:

 

“Bak kadın seni öldürürüm, aldığımız habere göre İbrahim Hoca altın parayı yanında götürmemiş. Çabuk yerlerini söyle!”

 

“Benim yanımda para mara yok” dedi.

 

Lakabı Faki guro (kurt fakih) denilen eşkıyabaşı, ananemin kucağındaki beni kolumdan çekip aldı, yere yatırdı. Belindeki kamayı çıkardı:

 

“Ya altınların yerini söylersin ya da oğlunu gözünün önünde diri diri doğrarım!”

 

Annem Beyaz teyze, soylu aşiret kızı, çok cesurdu. Soğukkanlılığını muhafaza ediyor son ana kadar yerini söylememeye çalışıyordu:

 

“Bak Fakı Guro! Evimdeki kıymetli eşyaları çuvallara doldurdunuz, alın defolun gidin! Bende altın ve para yok!”

 

Faki Guro ve Tik nal lakaplı eşkıya, beni yatırıp sol elimi ayasından bileklerime kadar bıçakla kesti. Ben kanlar içinde kaldım. Annem analık şefkatiyle üzerime abandı “aman yavruma karışmayın, elinizi ayağınızı öpeyim kuzuma kıymayın!” dedi. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.