“Bulmaca ilavesindeki hikâyede bir şahıs, arkadaşının cenazesi defnedilirken kabre düşüyordu...”
Çok kıymetli duayen gazeteci yazar Sadık Söztutan Abimizin Türkiye gazetesinin Cumartesi Bulmaca ilavesindeki hikâyesinde; bir şahıs, arkadaşının cenazesi defnedilirken sırtüstü kabre düşüp boynu kırılıyor ve hemen vefat ediyordu. Bu yazıyı okuyunca benzerini yaşadığım bu hatıramı yazmayı düşündüm.
13.05.2024 tarihinde vefat eden Seyyid İbrahim Halil Dedeoğlu’nun defni esnasında şahsımda tecelli eden büyük bir kerametini anlatarak o büyük ihsanı tekrar yaşamak istiyorum.
Defni Gümüşyaka Yeni Kabristanında yapıldı. Defnedilecek kabrin bulunduğu bölgede yeni kazılıp hazırlanmış olan boş mezarlar da vardı ve bu kabirler birbirine çok yakındı. Aralarından düşmeden geçmek için yavaş ve çok dikkatli hareket etmek gerekiyordu.
Seyyid abimizin mübarek naaşı kabre konuldu. Görevli hoca efendi münasip şekilde düzenlemesini yapıyordu. O esnada daha rahat görebilmek için kabrin ayak ucundaki boşluğa geçmeye karar verdim. Buradaki iki mezar arası mesafe tahminen bir metre gibi dar bir alandı. Üzerine de henüz yeni kazılmış iki kabrin toprağı atılmış görünüyordu. Ben üzüntü ve dalgınlıkla dikkatsiz bir şekilde ayağımı yandaki kabrin tam kenarına basmışım. Diğer ayağımı da atmamla birlikte boş kabrin içerisine sırtüstü düştüm.
İçerisine düştüğüm boş kabir, yaklaşık bir buçuk metre derinliğinde, dar ve tahminî olarak iki metre boyundaydı. Normalde sırtüstü, tamamen kontrolsüz bir şekilde o kabre düşen kimsede ciddi bir kısım kırık çıkık yaralanma vb. olmaması imkânsızdı. Fakat aynen yaşadığımı söylüyorum. Bir arkadaşın elimden tutmasıyla mezardan dışarı çıktığımda vücudumun hiçbir yerinde ne kırık çıkık ne çizik ne bir ağrı sızı hissettim. Hatta elbisemde toprak veya çamur izi dahi yoktu. Moralimde hiçbir değişiklik olmamıştı. Ben dâhil oradaki bütün arkadaşlar bu durumdan hayrete düşmüştük.
Sanki bir anne kundaktaki çocuğunu kolları üzerine alıp koyacağı yere sırtüstü yatırmış da çocuk da mışıl mışıl uyumaya devam ediyor! Bu harikulade hadise tamamen Seyyid İbrahim Halil Dedeoğlu abimin bir kerameti idi. İstanbul, Kayseri ve Diyarbakır'da aynı iş yerinde birlikte çalışmıştık. Kendisini çok severdik. Merhum mübarek abimiz hayata veda ettiği son günde dahi bize hayati yardımını ihsan eyledi. Rabbim derecesini âli eylesin ve şefaatine kavuştursun...
Yaşar Köksal