“Bekir bir gün atına biner, bir yere gideceğini söyler. Zeynep ise babasına yalvarır...”
Hatırayı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Zeynep’in babası Bekir’i, ev halkının böyle hasta olması iki çocuğunu salgında kaybetmesi derinden üzer. Ama Bekir’in içini kemiren daha da büyük bir dert ve ıstırap Zeynep’in durumudur. Ya Zeynep ölürse? “Hadi ölüm Allah’ın emri ona çok üzülmem, fakat dünür Ali’den aldığım başlık parasını nasıl geri öderim? Ödeme imkânım katiyen olmaz” diye kara kara düşünür, uykuları kaçar.
Hanımıyla birkaç arkadaşıyla danışır durumu anlatır dünürden aldığım başlık parasını yedim bitirdim elimde avucumda da bir şey kalmadı diye dertleşir. Birkaç gün sonra Bekir’in hanımı Nebahat da o yakalandığı amansız hastalıktan dolayı ölür. Kundaktaki kız bebeği kalır.
Bekir daha hanımının ölüm acısını unutmadan bir hafta sonra annesi Hazal da bu sair hastalıktan ölür. Annesini defneder, üç gün taziyeleri kabul eder.
Bekir’i büyük bir üzüntü kaplar. Bir tarafta hanımsız kalışı, anasız kalışı, öksüz bebeğin kalışı ve en önemlisi de Zeynep ölürse bu adamların başlıklarını nasıl geri öder? Bu durum hepsinden daha da beterdir ve Bekir’in beyni iflas edecek noktaya gelir...
Bekir bir gün atına biner, bir yere gideceğini ev halkına söyler. Zeynep “Baba bizleri böyle hasta hâlimizle bırakıp nereye gidersin? Ne olursun gitme. Belki sen dönene kadar ben ve kardeşlerim de ölür” der.
Bekir bunları dinlemez yola revan olur. Doğruca Göksu’daki dünürü Ali’ye gider. Ali, Bekir’i karşılar. Atını ahıra çeker, misafir eder. Akşam namazından sonra Bekir başına gelenleri anlatır. Dünürü Ali de çok üzülür. Bekir’e başsağlığı diler. “Kusura bakma Bekir Efendi vallahi bu ölümlerden hiç haberimiz olmadı, eğer olsaydı hiç gelmez miydik, başın sağ olsun” der. Bekir dünürü Ali’ye döner “Bak Ali Efendi bizim evde çoluk çocuk hepsi hasta. Müstakbel gelininiz Zeynep biraz iyi. Gel gelininin düğününü yap, evine getir. Benim işim belli olmaz. Belki de ben evimi Hasankale’ye götürürüm. O zaman senin için de zor olur” der.
Bekir’in esas korkusu “Zeynep ölürse aldığı başlık parasını geri verememe endişesidir. Hasta masta kızı gelin yapıp adamlara teslim edeyim, eğer Zeynep ölürse de adamların evinde ölsün. Hiç olmazsa başlık parasını geri vermekten kurtulurum” diye düşünür.
Lakin dünür Ali “Bekir Efendi ben başlık parasını hepsini verdim. Düğün yapmak benim için kolay. Lakin oğlum iki yıldan fazla askerlik süresi var. Alman Harbi var. Belki de askerlik uzatılır" der. Bekir “Bak, Ali Efendi onu bunu bilmem gel gelinini götür senin evinde kocasını beklesin” der... DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...