“Kendisiyle ilgili detaylı bilgi edinmek istedim. İnternete girdim, bir de ne göreyim!..”
Televizyon izlerken karşıma çıktı. Belçika’da yaşayan genç bir Türk doktorun hayatını anlatıyordu. Dr. Alaaddin Yılmaz. Afyon’da dünyaya geldikten kısa bir süre sonra Belçika’ya gurbetçi olarak giden bir ailenin başarılı evladı. Belçika’da tıp fakültesini bitirip, kalp damar cerrahı oluyor ve göğüs kafesini açmadan kalp ameliyatı tekniğini geliştiriyor. Yıllarca Hollanda ve Belçika’da başarılı ameliyatlar yapıyor. Hastalar normalde çok ağır geçen bu ameliyattan sonra onun tekniği sayesinde birkaç gün içinde gündelik yaşantısına devam edebiliyor...
Kendisiyle yapılan röportajda artık Türkiye’ye dönmek istediğini memleketine hizmet etmek istediğini dile getiriyor. Lakin bitirdiği üniversitenin dünyada ilk 100’de olmasına rağmen Türkiye’de denkliği bulunmadığı için dönemediğini söylüyor. Hâlbuki birçok ülkede bu başarılı tekniğin eğitimlerini vermiş ülkemizdeki bazı tıp fakülteleri onun tekniğini ondan öğrenerek uygulamaya çalışmış ama yine de “onun gibi yapamıyoruz, ondan çok öğreneceğimiz şeyler var” denilen başarılı bu doktor memleket hasretini gideremiyor. Programda sakin sakin anlatıyor. Olsun diyor sabırla, bu denklik işi olur olmaz burada bir dakika durmam memleketime geleceğim diyor. Programın sonlarına doğru en son köyüme dönüp çiftçilik yapacağım diyor. O kadar samimi ve doğal bir anlatımı var ki insan hüzünle dinliyor. Bunun yanında bir Türk olarak Belçika’da böyle başarılı işlere imza attığı için insan gurur duyuyor...
Velhasıl program bittiğinde internette adını yazarak kendisiyle ilgili detaylı bilgi edinmek istedim. Bir de ne göreyim. Çıkan ilk sonuç: “Belçika'da dünyaca ünlü kalp cerrahı Dr. Alaaddin Yılmaz vefat etti!..” Birden şaşırdım, üzüldüm. Programda ki o samimi konuşması duyguluydu ve başarıları gurur vericiydi. Bu kadar güzel hayalleri varken genç yaşta vefat edişi bende büyük bir tesire sebep oldu. İnternete adını yazdığımda 3 gün önce vefat ettiği ve çok sevdiği hizmet etmek istediği memleketine ve dönüp dolaşıp yerleşmek istediği köyüne defnedileceği yazıyordu...
Kendisi bu kubbede hoş bir seda bıraktı. Programı izlemenizi ve böylelikle kendisini tanımanızı tavsiye ediyorum. Cenab-ı Allah rahmet eylesin. Hazreti Yunus’un dediği gibi: “Bu dünyada bir nesneye/Yanar içim göynür özüm/Yiğit iken ölenlere/Gök ekini biçmiş gibi...”
Şaban Yıldız-Bursa