"Ben bu yüzü tanıyordum"

A -
A +

“Aman Allah’ım bu, o kimse olabilir miydi? Ama o yıllar önce ölmemiş miydi?..”

 

 

 

Saatlerce park yeri aramama rağmen bir elektrik direğinin altında riskli bir yere park edebilmiştim. İki saat sonra geldiğimde baktım ki arabamın sol arka çamurluğuna vurmuşlar.

 

Belli ki yolu dönemeyen birisi ancak arabama sürterek yoluna devam etmişti. Bir süre sağa sola bakındım ama yapacak bir şey yoktu. Tam arabama biniyordum ki cam sileceklerine iliştirilmiş bir not gördüm.

 

“Arabanızı çizdim. Kusura bakmayın. Telefon numaram bu. Beni arayın..."

 

Az önceki üzüntüm sevince dönüşmüştü. Kendi kendime;

 

“Bu devirde böyle insanlar kaldı mı ki?" dedim.

 

Arabamı çalıştırıp evin yolunu tuttum. Uzun süre arabama çarpan kişiye telefon edip etmeme konusunda tereddüt ettikten sonra, bir teşekkür etmek için numarayı tuşladım. Telefonu açan genç bir sese;

 

-Telefon numaranızı bırakmışsınız. Galiba arabama sürtmüşsünüz. Onun için aramıştım.

 

- Evet abi arabanıza eşim çarpmış. Sizi bir yarım saat beklemiş ama gelmeyince size ulaşamayınca beni aradı, not bırakıp gelmesini söyledim. Zararını tazmin edelim, dedim. Olay bundan ibaret abi. Bu arada benim adım Enes...

 

-Enes kardeşim bu devirde böyle sizin gibi duyarlı Allah korkusu olan helal haram bilen insanlardan kaldı mı? Not bırakmanız yeter. Notunuz yüzünden arabamın hasarını ben unuttum bile. Hata biraz bende de var arabamı oraya park etmemeliydim. Önemli değil arabamı ben kendim tamir ettiririm.

 

- Olmaz abi. Ben bu vebali üstüme alamam. Benim işlerim çok yoğun zamanım yok. Mimarlık yapıyorum şantiye şantiye dolaşıyorum. Sanayide tanıdığım bir Kaportacı var. “Kel Ahmet” derler. Şimdi telefonunu atıyorum. Kendisini de arıyorum. Ne gerekiyorsa yapsın ücretini öderim. Sizi de müsait bir zamanınızda iş yerime tanışmaya beklerim.

 

Neyse ertesi gün Enes Bey’in dediği Kaportacı Kel Ahmet’e önce telefon ettim sonra dükkânına gittim. Beni kalfası karşıladı. Durumu izah edince ustasına telefon etti. On on beş dakika sonra geldiğinde ilk o zaman gördüm Kaportacı Kel Ahmet'i... Bu yüz bana hiç yabancı gelmemişti.

 

“Aman Allah’ım o olabilir miydi? Ama o yıllar önce ölmemiş miydi?” DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.