“Bana gelince bir sarı papatya. Hassas, düşünceli. Sessiz ilgili bir yandan da öfkeli yapıya sahip...”
Çocukluğum 1983-89 yıllarında küçük bir kasabada geçti. İki kardeşim vardı. Sonra dört kardeş olduk. Babam genç yakışıklı bir kâtip annem dünyalar güzeli bir ev hanımı. Kardeşlerim de dünyalar tatlısı. E ablalık kolay değil tabii, çocukluk hatıraları ne güzeldir...
Annem babam çocukla çocuk, gençle genç, yaşlıyla yaşlı olurlar; herkesi kardeş bilirler. Yardımsever ve cömerttirler. Hani bildiğiniz Anadolu insanları. Dünya ve ahiretimiz için çok faydalı oldular hâlâ oluyorlar Ne kadar şükretsek azdır.
Allah onlardan razı olsun...
Belki hatırlayanlar vardır çizgili bardakları. Annemi bize o bardaklarda yaptığı kakaolu süt bir harikaydı. İçine de fıstık koyardı mis. Canım annem, kar yağdığı günlerde yokuşlardan bizi kaydırırdı o zamanlar kızağımız çamaşır leğenleriydi. Oturup içine, öyle bir kayardık ki sanki Uludağ’dayız.
Canım babam da kendini oyuncak yapar at olur, bizi sırtında gezdirirdi. Bir tane masalı vardı "Dev Adamla Keloğlan" masalını anlatır bizi sevindirirdi. O zamanlar annem babam mübarek bayramlar için hediye aldıklarında onları bayram gelinceye kadar giymezdik. Bayrama birkaç gün kala alınırdı. Biz bayramda giymek için hevesle beklerdik. Hatta bir keresinde kırmızı üstüne beyaz çizgili pabuç almışlardı. Ne kadar da sevinmiştik. İlkokulun ilk yılları o kasabada geçti Öğretmenim beni çok severdi. Her zaman ön sıraya oturturdu. Sevimli arkadaşlıklarımız da oldu o yıllarda ama kavga edenle de kavga eder, hiç geri kalmazdık...
Ne yıllardı o yıllar. Bir de annemlerin çok samimi olduğu komşu ve arkadaşlıkları vardı. Çocukluğumuzda bizimle ilgilenmişler, tıpkı kendi çocuklarıymışız gibi...
Annem babam onlardan çok şey öğrenmişlerdi. Daha sonra onlarla akraba olmak da nasip olmuştu. Hâlen onlara dua ederiz. Bir de annemin çok samimi komşusu bir teyzemiz vardı. Hani şimdi "kanka" derler ya öyle. Sağ olsun bize de bir anne şefkatinde çok yardımları olmuştur. Kızlarıyla da biz öyle idik. Çocukluk arkadaşı farklı oluyor. Bir de yıllar sonra vefa gösterip, ziyarete gelirse çok çok farklı oluyor. Unutmamak, unutulmamak sevgi, muhabbet, vefa sahibi olmak ne güzel duygular... Bu duyguları alan veren Allah’a ne kadar şükretsek azdır.
Rumuz: Kasabadaki Küçük Kız
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...