Canım anam cevabımı bekliyordu. “Anacığım söz almadan sakın kalkma" deyince o da şaşırdı!
Dünkü hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Benim mürüvvetimi görmek isteyen annem, benim kararsızlığıma iç çekiyor “Yavrum sen benim her şeyimsin. Seni hiç yakar mıyım? Yeter ki, bir gör” diyordu. Tamam annemin bu ısrarından kurtuluş yoktu, onu üzmemek için “peki anne” dedim. Hemen sevinçle fırladı, kızın annesini aradı.
“Müsaitseniz yarın gelmek istiyoruz” dedi. Olumlu cevap alınca gelip yanaklarımdan öptü. “Anne keşke hemen gitseydik, maazallah ya başkası kaparsa” dediğimde, “sen dalga geç bakalım, kızı görünce ne diyeceksin” dedi. O geceyi çok zor geçirdim. Beynim uyumamak için inat etti. Kaç saat sonra bayıldım, bilmiyorum...
Nihayet vakit saat geldi. Annemle birlikte önce dayımlara gittik. Sonra yengem de bize katıldı ve kızın evine geçtik. Kapıyı kız açtı, annesi arkasındaydı ve beni süzüyordu. Tesettürlü hanım hanımcık anne ve kıza “hayırlı günler efendim” diyerek içeri girdim. Beni ayrı bir odaya aldılar. Beş yaşlarında çok tatlı bir kız çocuğu vardı, masada resim boyuyordu. İyi ki oradaydı. Onunla sohbet edip heyecanımı bastırdım. Daha önce bu konuda hiç tecrübem olmamıştı. Biraz sonra o geldi. Elindeki çayı ve kurabiyeyi yanımdaki sehpaya bıraktı. Çok dikkatli bakarak rahatsız etmiş olmamak için zaman zaman gözlerimi kaçırıyor olsam da, âdeta büyülenmiş gibi ona bakıyordum.
Sağdan soldan, dayımdan, yengemden, onun arkadaşı kuzenimden, az buçuk yaptığım işten, onun ve benim geçmişimizden ve biraz da zevklerimizden bahsettik. Ne kadar bir süre geçti, nasıl geçti bilmiyorum. Artık daha fazlası ayıp olur diye korkmamış olsam hiç ayrılmak istemiyordum. O, boş çay bardaklarını mutfağa götürdüğünde annemi cepten aradım.
Canım anam, heyecanla ne diyeceğimi bekliyordu. “Anacığım söz almadan sakın kalkma" deyince, “oğlum öyle olmaz, bugün görmeye geldik, başka bir zaman çiçeğimiz çikolatamızla istemeye geliriz” dedi.
“Olmaz anam, ben söz almadan gitmem” diye âdeta yalvarınca “tamam yavrum, sen sabırlı ol. Dünür hanımla konuşurum” dedi.
Sonradan öğrendiğime göre meğer kız da annesinin ısrarı ile benimle görüşmüş. Benim resmimi görüp, hakkımda anlatılanları duyunca annesine “peki görüşelim ama, sen ümitli olma. Şimdiki erkekler şen şakrak, gözünün içine bakan kızlardan hoşlanır. Bizim gibi az konuşan, edebinden yere bakanları istemezler” demişmiş. DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...