Bir Hattat Cemil Bilgiç vardı...

“Odasının önüne beş tane güvenlik muhafızı alır ustabaşını yanına çağırır üretimi sorar...”

 

 

 

Kendisinden dinlemiştim. Rahmetli Cemil Bilgiç abimiz 1970’li yılların başında Sümerbank Erzincan Fabrikasına müdür olarak atanır. Fabrika iflas durumundadır, Cemil abimiz fabrikaya geldiğinde kimin eli kimin cebinde belli değildir. Dönemin bir işçi sendikası fabrikayı ele geçirmiş âdeta yönetmektedir. Hatta işçi temsilcileri derler ki: “Müdür bey hayırlı olsun, sen makamında otur fabrikaya karışma. Senin araban yok, sana bir araba alalım, şehrin en güzel yerinden lüks bir daire kiralayalım...” 

 

Cemil Abi “tamam bir düşüneyim” der. Sonra odasının önüne beş tane güvenlik muhafızı alır. Ustabaşını çağırır üretimi sorar. “%95 müdürüm” cevabını alır. Cemil abi şaşırır, iflas etmiş fabrikada nasıl olur da %95 üretim olur? Ustabaşına “şu depoyu bir görelim” der. Depoya inerler bir de ne görsünler depo tavana kadar defolu ürün ile dolu. Meğer defolu ürünler aydan aya kamyonlarla boşaltılıp pazarlarda satılıyormuş.

 

Cemil abi işe koyulur. Mekik dokuma tezgâhları başındaki şefleri değiştirir. İşini seven görevine sadık gençleri şef yapar.

 

İşçiler önceki müdürün yüzünü bayramdan bayrama ancak görürmüş. Cemil abi işçilerin arasına karışarak yemek kuyruğuna girip, onlarla birlikte yemek yemeye başlar...

 

Tabii ki Erzincan'da böyle bir müdürün olması hayal bile edilemez o yıllarda. Üstelik bu müdür namaz da kılıyor. Fabrikada üretim hızla artar, üretim eksiden artıya geçer. Üretim %1500 artar. Fire %5’e kadar düşer. Ankara’dan müfettişler gelip gitmeye başlar:

 

“Ne oldu da bu fabrika böyle üretime geçti?”

 

Erzincan, Erzurum, Ağrı, Van, Hakkâri, Kars illerine Sümerbank mağazalarına gömlek, ayakkabı, pantolon, kumaş zamanın yerli mallarını göndermeye başlar. Fakat o ara hükûmet el değiştirir. Yeni hükûmet ilk icraat olarak Erzincan Sümerbank Fabrikaları Müdürünü Sümerbank İstanbul Sirkeci Bahçekapı Şubesi'ne tezgâhtar olarak atar. Görev bu, bırakıp İstanbul’a gelir ama yapılan muamele insani değildir. Görevinden istifa ederek İhlas Matbaacılık’ta teknik serviste teknik eleman olarak göreve başlar. Yüzlerce ciltlik ansiklopedilerin basılıp hazırlanmasında çok emeği geçer. Bir ara son Osmanlı Hattatı Hamit Aytaç’tan hat dersleri almaya başlar. Bir iki yıl içinde hattat icazeti almıştır. DEVAMI YARIN 

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...