Ceviz mi, kardeş mi?

A -
A +

“Halam hiç itiraz etmedi ve ömrünün sonuna kadar babama karşı daima saygılı kaldı...”

 

 

 

Halamla babam iki ayrı ceviz ağacına ortaktı. Bu ortaklık yıllarca sürdü. Hep birlikte cevizler toplandı ve paylaşıldı. Bu paylaşım işlerini hep babam yapardı. Paylaşma; babam, ölmüş olan amcam ve halam arasında olurdu. Paylaşma amcam hayatta iken üç kardeş arasında yapılıyordu. Babam, halam ve ölen amcam. Sonra amcam ve yengem ölünce mirasçısı olmayan amcamın mirası da babamla halam arasında paylaşılmaya başladı. Halamın üvey olmasından mı, başka bir nedenle mi bilmem babam, amcamın mirasından halamdan daha fazla pay alırdı sanırım.

 

Halam gözü tok birisiydi. Babamla üvey kardeş olmalarına rağmen çok iyi anlaşırlardı. Ömürleri boyunca hiç sert tartıştıklarına, hele kavga ettiklerine şahit olmadım. Nedeni sanırım öksüz ve beraberce büyümüş olmalarındandır...

 

Bir güz günü yine ceviz paylaşırken, halam babama, kendisinin babamdan yaşça büyük olmasına rağmen, hep böyle hitap etmiştir: “Aga, niye bu cevizin cevizini ayrı, öbür cevizin cevizini ayrı paylaşıyoruz. Bu ceviz benim, öbür ceviz senin olsun" deyiverir.

 

Babam da çuvallara doldurduğu cevizi halamın önüne döküp; “Tamam bizim kız, öyle olsun" der.

 

Babam halamın verimli olan cevizini topluyor, halama cevizlerini veriyor. Sonra da ceviz ağacını kesip olduğu yeri bahçe yapıyor. Oldukça geniş ve gür yapılı cevizin olduğu yerden büyük bir bahçe ortaya çıkıyor. Demek ki, babam onun hesabını çok önceden yapmış.

 

Halam da yeni tarlayı, daha doğrusu bahçeyi görünce, hayretini gizleyemiyor. Birkaç kişi, halama aldatılmış olduğunu söylüyorlarsa da o hiç itiraz etmedi ve ömrünün sonuna kadar babama karşı daima saygılı kaldı. Çünkü o devirde köylerde, bir kız için erkek kardeşi olmak bir ayrıcalık olarak kabul ediliyordu. Hatta erkek kardeşi olmayan kızların koca bulma şansı, -herhâlde kocasına gerekli saygı göstermeyeceği kaygısıyla,- evlenemeyeceği düşünülürdü.

 

Bir ara vakit bulursam size yine bir ceviz paylaşım hikâyesi anlatacağım... Şimdiden adını da söyleyelim. "Koca Ceviz" denilen bir ceviz ağacıydı... İsminden de anlaşıldığı gibi oldukça büyük bir ağaçtı... Dört tarafı dağlarla çevrili ve suyu bol olan bir vadinin içindeydi. Bu kadar büyüyüp serpilmesinin nedeni de toprağın verimli ve sulak oluşuydu. Bu ceviz paylaşım hikâyesini de bir müsait günde tekrar anlatmak dileğiyle...

 

     Osman Nuri Yıldırım

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
yılmaz20 Aralık 2024 10:25

eyvallah