Dedemden kalan defter

A -
A +

“Kardeşi, meşin kaplı defteri getirdi. Yazılmaya başlanalı yüz sene olmuş bir defterdi...”

 

 

 

Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...

 

“Hocam, buraya geleli iki hafta oldu. Nasipse bir hafta sonra da özel bir hastanede ameliyata gireceğim. Ama kafama takılan bir şey var. Daha doğrusu dedemden kalma bir defter. Fakat bu defter Osmanlıca. Bu defteri anneannem, ölmeden önce dedemin Kur'ân-ı kerimi ile birlikte anneme vermiş. Annem Kur'ân-ı kerimi okumuş. Ancak el yazması bu defterde neler yazdığını bilmek istiyorum” dedi.

 

“Atilla ağabey, ben on sene önce Osmangazi Belediyesinin açtığı Osmanlıca kurslarına katıldım, istersen bakabilirim.”

 

Kardeşi, meşin kaplı defteri getirdi. Yazılmaya başlanalı yüz sene olmuş bir defter. İnsanlar o zaman da günlük tutuyormuş. Deftere besmele ile başlanmış ve şöyle devam ediyordu:

 

“On altı yaşındayım. Bana ne saray ne de İstanbul iyi geldi. Babam Agah Paşa'yı bile bıktırdım. Şimdi Bursa’ya deniz yolu ile gidiyorum. Hisar içindeki dedemlerin köşkü inşallah bana iyi gelir. Tek umudum Bursa. Ecdat yadigârı, Osman ve Orhan Bey'lerin medfun olduğu Yeşil Bursa...”

 

Bunları okuduktan sonra Atilla ağabey heyecanlandı. “Dedem de benim gibi maceracıymış” dedi. Okumaya devam ettim:

 

“Dedem beni Bursa Mekteb-i Sultanisi’ne (Bursa Erkek Lisesi) yazdırdı. Artık burada okuyacağım. İlk günden iki üç arkadaşla tanıştım. Onlar da Hisar içinde oturuyorlar. Dedem beni şimdiden tehdit ediyor 'İyi okumazsan seni yatılı veririm ha!' Ben okuyacağım inşallah.”

 

Sayfalar ilerliyordu:

 

“Okulda her şey iyi ama bu disiplin bana göre değil. Üç yıldır okuyorum bu yıl son olsun. Artık evden de sıkıldım. Kendime bir kâtiplik bulup evden ayrılmayı düşünüyorum. Dedemin iltiması gerek. İyi geçinmem lazım.”

 

Bir sonraki sayfa: “Okul nihayet bitti. Mezun oldum. 'Pilav Günü' tertip edildi. Şehadetnamelerimizi aldık. Dedemin sayesinde kalem kâtibi olarak işe başladım. Evden hâlâ ayrılamadım. Anneannem ile dedem de beni bir an evvel baş göz etmek isterler. Bahçedeki kulübeyi de tamir ettiriyorlar herhâlde bu hazırlıklar benim için. Bugün günlerden perşembe. Dedem ile anneannem komşu kızına dünürlüğe gittiler. Çok heyecanlıyım. Yakında evlenip kendi evime çekileceğim. Bizim iş olmuş. Bu akşam aileler düğün gününe karar verecekler. Babamlar da Bursa’ya geleceklermiş.” DEVAMI YARIN

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.