“Kimsin kimlerdensin derken laf arasında damadın ismi geçince dükkân sahibi şaşırmıştı...”
Hatırama bugün de devam ediyorum...
Büyük ağabey anlayışlı davranmıştı: “Gariplerin yuvasını kim yapacak? Annesi, babası yok, diye evlenmesinler mi?” dedi ve bu evliliğe onay verdi. Baba ve anne bu söz üzerine itiraz etmeden kabul ettiler.
İki genç kısa bir sürede ve sade bir düğünle evlendiler. Genç adamın, babasının ve annesinin olmamasından dolayı, kız tarafının bütün aile fertleri onu kendi çocuğu, kendi kardeşleri gibi kabullendiler. Artık ayrı gayrı yoktu...
Genç adam mesleği gereği çok kazanıyorsa da parasını nereye harcadığı bilinmiyor ve tasarruf etmiyordu. Kimi zaman gençliğin verdiği cahillikle istikrarlı çalışmıyordu. Değişik minibüslerde günlük olarak çalışıyordu. Düzenli, sağlam bir işi yoktu. Kayınvalidesi kendisini ikaz ediyor, istikrarlı çalışmasını ve tasarruf etmesini söylüyordu. Damat ise bu ikazları kabulleniyor, en kısa zamanda toparlanma için gayret gösteriyordu.
Genç adam, zaman içerisinde toparlandı. Kayınvalidesi oğullarından ayırmadığı damadıyla saatlerce konuşur sohbet eder hâle gelmişti.
Bu arada kayınpeder vefat etti. Genç sayılabilecek yaşta kocası vefat eden kayınvalidesi, bekâr çocuklarını evlendirmek, yapabilirse memleketlerinde tarladan arsaya dönen topraklarına ev yaptırmak istiyordu. Kayınvalide çocuklarını evlendirdikten sonra memleketine bu niyetle gitti. Bir ustayla anlaştı. Usta eline inşaat malzemelerinden oluşan uzunca bir liste verdi. Elinde bulunan az bir birikmişle birlikte emekli maaşından yavaş yavaş ödeyebileceği şekilde bütün malzemeyi tedarik etmek istiyordu. Şehrin çarşısındaki inşaat malzemesi satan dükkânlara girip çıkmaya başladı. Hayli yorulmuştu. “Şu köşedeki dükkâna da gireyim olmazsa daha sonra tekrar gelirim” diye düşündü. Dükkâna girdi durumunu anlattı. Dükkân sahibi “teyze neredensiniz?” vs. gibi sorular sormaya başladı.
Kadıncağız da anlatıyordu. Çocuklarından damadından bahsetti. Damadının ismi geçince dükkân sahibi çok şaşırmıştı. Damadını çok iyi tanıdığını, okumasına vesile olduğunu, dükkândan her ne isterse alabileceğini hatta ödeme bile yapamazsa önemli olmadığını söyledi...
Yaşlı kadın çok sevinmişti. O gün damadını telefonla arayıp “oğlum hep boşa harcamamışsın dost da biriktirmişsin” diyerek damadına teşekkür etti.
Mehmet Tuncer
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...