“O zaman anladım ki düşmanın bir hilesi de sana, dost görünerek yaklaşmasıdır...”
Hatıralarımı yazarken duygularımı birkaç satır dile getirmezsem olmaz... Diyorum ki geçmişi çok düşünüp içinden çıkamayan, gelecek için de pembe hayallere dalan kimse aslında şimdiki zamanı kaçırıyor demektir. Hâlbuki ömür boyu pişmanlıklar da bitmez beklentiler de...
Endişe hiçbir sorunu çözmediği gibi konsantre olmayı engeller. Korku ve kaygılarımız bizi endişeli ve sinirli yapar. Hâlbuki endişe duygusuz bir insanı bile hasta yapar. İnsanlara hayatı çekilmez kılan eklem romatizmasının sebeplerinden biridir. Evliliklerin parçalanması, maddi felakete düçar olunmak; kaygı üzüntü, uzun süren kırgınlıklar hemen hepsi eklem romatizmasına davetiye çıkaran sebeplerdendir.
Yapmamız gereken kendi iç dünyamızın huzurunu modern şehirlerin kargaşasında bile korumayı hedeflemektir.
İnsan kendi kontrolünde olan bir şey varsa inançla “kazanacağım, başaracağım” diyebilmeli.
İç huzuru elde edebilmek için de arkadaşını iyi seçmeli karını zararını iyi hesap edebilmelidir. Bir arkadaşım vardı... Şimdi o gerçek dünyada... Rahmetli, bana zarar verecek her fırsatı değerlendirir, zarar verecek her faaliyette bulunurdu. Bana vereceği maddi manevi zarar onu mutlu ederdi. Acıma duygusundan çok uzaktı. Kendisi dışında en yakınlarının bile canını yakmaktan çekinmezdi. Tüm arzusu bol para kazanmak, zengin olmak, şık giyinmekti...
Beni naz ederek zorla götürdüğü mağazalarda marka libasları şöyle böyle diye diye almaya zorlardı. Bir keresinde makine dikişi olmayan elde dikilmiş kumaşı bilmem ne olan bir ceket gösterdi. O yıllarda fiyatı iki bin liraydı. Ortalama bir memur maaşı ise üç yüz lira idi... Beni, onu aldırmaya zorluyordu...
Onun bu tür hareketlerine dayanamayıp kaç defa “benden uzak dur” diyerek ayrıldıysam da bir yolunu bulup yine benimle arayı bulur yine beni böyle külfetlerle muhatap ederdi...
Bir defasında canıma tak dedi ve dedim ki:
“Arkadaş senin benimle ne alıp veremediğin var. Seninle olmamak için küstüm kaç defa. Sen ise hiç onur haysiyet düşünmeden gelip benimle zorla barışıyorsun”
Demişti ki: “Seninle küs iken seni zarara uğratamıyorum. Dost olunca seni zarara uğratıyorum. Sana zarar verebilmemin yolu sana yakın olmamı gerektiriyor!..”
Mustafa Ali Mahdum