Ferdi Tayfur’un iki kelimesi

A -
A +

“Dedi ki: Sevgili dostum Ferdi Tayfur iki kelimeyi söyleyemediği için çok üzülürdü.

 

 

 

Çocukluğum 90'lı yıllarda geçti. Üç dayımdan ikisi kendilerine ait küçük teyplerde müzik dinlerlerdi. Bunun neresi garip diyebilirsiniz lakin biri sürekli Ferdi Tayfur diğeri de Orhan Gencebay dinlerdi. Hatta bu dinlediği sanatçılara olan hayranlığından onlar gibi saç ve sakal tıraşı olduklarına da şahit oldum. Bu ve buna benzer davranışlara o zaman pek anlam veremezdim aslında. Lakin ilerleyen yıllarda meslek edindiğim eğitim ve öğretmenlik sürecinde daha rahat analiz edebildim...

 

Müzik veya sanatçılarla alakam çocukluğumdaki gibi normal seyretti. Yani çok ilgim olmadı. Sadece sosyal medyadan ünlü sanatçıların haber ve bilgilerini rast geldikçe dinlemek ve izlemekle iktifa ettim.

 

İşte o haberlerden biri de yakın zamanda vefat eden Ferdi Tayfur ile ilgiliydi. Cenaze merasiminden önce yapılan medyatik merasimdeki konuşmalardan birini de Ahmet Selçuk İlkan yaptı. Bu hatırayı yazmama vesile olan cümleyi de o söyledi. Dedi ki:

 

-Sevgili dostum Ferdi Tayfur iki kelimeyi söyleyemediği için çok üzülürdü.

 

Biri “hocam” veya “öğretmenim” diğeri de “baba” kelimesi. Zira kendisi babasını hatırlamayacak kadar küçükken kaybetmiş. Maalesef hiç okula gidemediği için hocam veya öğretmenim diyememiş. Bu cümleyi duyunca hatırladım. Gerçekten de ben bunu aslında yıllar önce kendisinden bizzat duymuştum. Yakın arkadaşlarıma bazen anlatsam da çok fazla üzerinde durmamıştım. Meğer gayet samimi ve canı gönülden söylemiş.

 

Peki hadise nasıl olmuştu? 2007 yılıydı. Daha önce mezun ettiğimiz ve üniversite tahsiline başlayan bir öğrencim Kıbrıs'taki bir üniversitede öğrenci kulübü başkanı olmuştu. Bazı etkinlikler düzenlemek istediğini söyledi. Bunlardan bir tanesi de benim belirlenmiş bir konuyla ilgili üniversite öğrencilerine konferans vermemdi. Benden de bunu talep etmişti.

 

Bu vesileyle gittiğim, konferans verdiğim günün akşamında misafir etmek üzere beni villaya götürdüler. Çok enteresandır, villaya girdiğimde büyük bir salon ve salonda bir kişi oturuyor koltukta. Daha dikkatlice bakınca büyük şaşkınlıkla onun Ferdi Tayfur olduğunu fark ettim.

 

Bu şaşkınlıkla selamlaştık oturduk. Meğer kendisi sanat hayatının ilk Kıbrıs konseri -ki son da olmuş o konser- için gelmiş. DEVAMI YARIN

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.