“Methedilmeyi her ne kadar sevmesem de herkese teşekkürler, Allah razı olsun...”
1977 yılı mayıs ayının son günleri idi. Bir büyüğümle takviye Kur’ân dersi almak amacıyla otobüsle İstanbul’a gitmiştik. O zamanlar, Harem ve Topkapı otobüs durak ve kalkış yerleriydi. Topkapı’da Anadolu ve Trakya Otogarları vardı. Anadolu Otogarı’nda saat 10 sularında otobüsten indik. Yazıhanede dinlenmek ve uyku mahmurluğunu gidermek için oturduk. Oturuşumuzdan bir müddet sonra 20-30 m uzaktan bir ses gelmeye başladı. Doğal alarak yaklaşıyordu ses. Çok zaman geçmedi, sesin sahibi yazıhanenin kapısından içeri girdi “gazete var, haberleri yazıyor” şeklinde seslenerek dolaşıyordu.
Ben, kalktım ve gazete almaya yöneldim. Baktım 11-12 yaşlarında üstü başı pırıl pırıl bir çocuk. Bir elinde poşet, öbür elinde de birkaç gazete var. Gazetelere baktım Türkiye gazetesi. Ayrıca ifade etmemde yarar vardır, o zamanlar, öncesi ve sonrası birkaç yılda destanlar satılırdı. Destan satan kişi, iş yerlerini, evleri, pazar yerlerini vb. dolaşarak destanları satardı. Genelde boynuna bir teyp asar ve kasete okunmuş olan destandaki şiire benzer ağlamaklı sesle okunmuş anlatımları dinlettirerek satış yapardı.
Ben, ilk ses işittiğimde ve hitap edildiğimde çocuğun böyle bir şey yaptığını düşünmüştüm. Sonra baktım bir yüzü gözüken gazetede yanlışlık adına hiçbir şey yok. O zamanlar satışları artırmak için bazı gazetelerde uygunsuz resim ve yazılar yer alırdı. Çocuğun sattığı gazetede görülen ilk sayfada böyle bir şey de yoktu. Şaşırmamak elde değildi.
90’lı yıllarda ansiklopedi kampanyası birçok gazetede uygulanmıştı. Kuponlarla ve gündelik ansiklopedi veren gazeteler olmuştu. Ben de Türkiye gazetesine abone olup ansiklopedi almıştım. Bir müddet sonra elimde ansiklopedileri ve başka kitapları gören hacı amcanın birisi birçok kitapla beraber Tam İlmihal'i verdi. Onu da okumak için yanımda taşır oldum. Kitabı günlerce okudum. Anlatımlarımda ve yazımlarımda çok büyük faydası oldu.
Nice zaman sonra kitabı okula aldım. Kendim Diyanet'te Kur’ân-ı kerim öğreticiliği görevinde bulundum. Sayısını hatırlayamadığım kadar camide görev yaptım.
Bu arada anekdot niteliğinde anlatımda bulunayım. Enver Ören abi vefat ettiğinde mahallî bir gazetede yazdığım köşe yazımdan dolayı gazeteye çok sayıda methedici telefon gelmişti...
Bayram Ören/Devrek-Zonguldak
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...