Gözü yaşlı yazdım

A -
A +

“Hayrola ne oluyor? Dercesine baktığımda içlerinden birisi “ekrana baksana” dedi.

 

 

 

Ağlamayı sevmeyen insanlardanım. Bunun en büyük nedenlerinden birisi çok sayıda kötülüklerden geldiğim için çok ağlamam ve artık ağlayamaz duruma gelmemdir. Yani ağlamam problemlerime çözüm olmadığı gibi geleneksel tabirle göz pınarlarımı kuruttu.

 

Yıllar sonrasında ağlama özelliğim depreşti, tekrar ortaya çıktı. Ve bu zamanda da eskisini aratmayacak ölçüde ağladım. Ağlamamı gizledim. Yazmaya dahi ara verip âdeta dağlar taşlar dinlesin düşüncesi ile kırlara giderek ağlama zafiyetimi bertaraf etmeye çalıştım.

 

Başlıkta geçtiği üzere gözyaşlarımla önemli bir yazı yazdım. Aslına bakılırsa bu önemli yazımı yazmadan önce ve sonrasında da ağladım. Başlığın da bu şekilde olmasını daha uygun buldum. Hâlen içim yanar ve zaman zaman da ağlama hissi en azından içimde nükseder. Ne yalan söyleyeyim, aşağıda ifade edeceğim konuyu topluma karşı anlatmadım. Daha doğrusu anlatamadım. En büyük sebebinin ağlama durumunun gayr-ı ihtiyari ortaya çıkacak olmasıdır.

 

Bayanların ülkemizde ve dünyada sıkıntılarını, çözümlerini, devlet ve fert olarak yapılması gerekenleri uzun uzun anlattığım yazılarım oldu. Yazı dizilerim, onlarca gün bir gazete köşemde yer aldı. Her biri 132 sayfalık 3 kitap da oluştu.

 

Dünyada kız çocuklarının dünyaya gelişinin engellenmesi, gelişlerinin hoş karşılanmaması, ölümle baş başa kalmaları, ölümlerine sevinilmesi, bakım yetersizliği, evlilik problemleri, emeklerine el konulması, dövülme, öldürülme, sözlü ve fiilî saldırılar… Beni aşırı üzen durumlardı. Yıllar öncesinde bayanlara ait yazdığım köşe yazım, çok sayıda insanın dikkatini çekmiş olacak ki çok konuşuldu. Televizyonlarda haber konusu oldu.

 

Anlaşılan o ki haber yapılmıştı yazım. Gün boyunca alt yazı ekrandan geçiyordu. Evimdeki televizyonda bu kanal yoktu. Sebebi de belediye uydusundan yayın alıyorduk.

 

“Bayan ki parasız kaldı. Para isteyemez, yiyecek-içecek isteyemez. İhtiyacını anlatamaz. Ekonomik derdi ile baş başa kalır. Sıkıntı içinde sıkıntı çeker. Bayan öğrenci, dul, yetim, öksüz, kimsesiz, hayatı fakirlik üzerinde, gurbette ise yoksulluğun getireceği olumsuzluklar çoğalır da çoğalır. Bir şey isterse arkadan nice olumsuzluklar da söylenir. Bayanlara yönelik gelir artırıcı tedbirler hem onların hem de erkeklerin sıkıntılarını bertaraf edecektir.

 

Bayram Ören – Devrek - Zonguldak

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.