“Biz avluda otururken mütevazı giyimli bir genç kız, hayvanını çeşmeye getirmişti...”
Büyük kazanımlar senin ciddi çabalarınla değil, sen açık kapılarla öylece beklerken gelir. Bir arkadaşımla, ortak bir arkadaşımıza, yeni yaptırdığı evinin kendisine ve ailesine hayırlı olması dileğiyle ziyaretine gittik.
Adrese geldiğimizde gördüğümüz hâl şöyleydi: Binanın alt katına ilişilmemişti. Orta katı kullanılır duruma getirmişlerdi. Üst katında da betonu atılmış tuğlaları da örülmüştü. Evi böyle gördük.
Beni meraklandıran şey, yukarıdaki yarım inşaatın İstanbul Boğazındaki yalı gibi kıymetli görülmüş olmasıydı. Oysa gönlüme göre sanki dünyada böyle bir ev yokmuş gibiydi. Enteresan olan, inşaat yarım olduğu hâlde bu yarım inşaatın başkasına ait olduğunu duydum. Ama talip de olmadım...
Aradan 7-8 sene geçti... Bir ev ihtiyacım oldu. Bu ev ihtiyacımı bir arkadaşıma söylediğimde bir isim söyledi ve evinin iki senedir boş olduğunu ve satmak istediğini söyledi. Gidip o kimseyle konuşmamı önerdi.
Gerçekten de görmeden başka şehirde pazarlığını bitirdiğim evin, yaşadığım şehre gelip gördüğüm, yıllar önce görüp hayran kaldığım evden başkası değildi...
***
İkinci olaya gelince, 17-18 yaşlarındaydım. Aynı zamanda akrabam olan arkadaşımın evine gitmiştim. Biz avluda otururken mütevazı giyimli bir genç kız, hayvanını oradaki çeşmede suladı, çevrede dikkat çekici hiçbir şeyle ilgilenmeyip oradan ayrılmıştı.
Bu, benim samimi duygularımı o kadar meşgul etmişti ki, orada çaresizliğim, kendi şartlarım ve onun yaşının erken olması nedenleriyleydi.
Aradan 5-6 sene sonra teyzem “Sana bir kız buldum. Bize süt satan kız. Davranışları çok asilce. Ben bunu çok istiyorum” demişti.
Zaman ve şartlar nedeniyle teyzemin sözlerini de kaale aldığımda, evleneceğim kızla görmeden nikâh masasına oturduk. Bir farklılığı burada zikredeyim. Kızın şahidi şehrin en popüler tüccarı ve akrabası, benim şahidim de kasabanın iki doktorundan biriydi. “Bunun ne önemi var?” denirse bu iki değerli şahidin hatırı çok şeyi onaylıyordu.
Evlendiğim hanımın, yıllar önce tesadüfen görüp dikkatimi çeken kız olduğunu hayretle görmüştüm!
Bazı değerlerin üzerinde okuruz; “Hikâyesi var” diye...
Mustafa Ali Mahdum
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...
Bu hikayeler gerçekten çok şey anlatıyor. Anlayabilene...