İzzet amcanın anlattıkları

A -
A +

“İzzet amca yaşına rağmen dinçti. Zekâsı yerindeydi ve dolaşırken hareketleri canlıydı...”

 

 

 

Devrek Belediyesi, yıllar öncesinde yaşlılar için çay ocağı ve kahvehanelere alternatif olarak dinlenme yeri açmıştı. Burası, belediye başkanları farklı partilerden de olsa özelliğini korudu. Açılan dinlenme yerinde görevliler “görevlerini mükemmel yaptılar “demek övgü değildir. Dinlenme için tahsis edilen bu mekânda ısınma tertibatı güzeldi. Nostaljiyi aratmayacak dizaynlar yapılmıştı. Sıcak içecek sunumu yapılıyordu. İhtiyaca göre sıcak-soğuk su ile abdest alma imkânı vardı. Güzel kütüphanesi okuyuculara okuma imkânı sunuyor, sosyal ve öğrenme-öğretme etkinlikleri yapılıyor. Genelde emekliler geldikleri için aşırı sohbetler yapılıyor. Emekliler bildiklerini öğretme muhabbeti içindeler. Benim düşüncem, “son zamanları da değerlendirelim” diye yapıyorlar bunları.

 

Belediye dinlenme yeri yaklaşık iki aya yakın zamanda tadilat edildi. Şimdi daha güzel oldu diyebiliriz. Yaklaşık iki ay bu yerden uzak kalan emekliler, açılıştan sonra çok ilgi gösterdiler. Gelen giden sayısı fazla olunca anlatımlar da elbette çoğaldı.

 

Buğday içine saman karıştırmak anlatımı da anlatılanlardan birisi oldu. Anlatımı yapan Ahmetoğlu Muhtarlığından İzzet isimli sakallı bir yaşlıydı. Yaşlı amca yaşına rağmen dinçti. Zekâsı yerindeydi ve dolaşırken gördüm hareketleri canlıydı. Ben, bir konu anlatırken “ben de kısa bir şey anlatayım” diyerek müsaade istedi. Anlatmaya başladı:

 

“Biz mukaddes toprakları ziyarete gidiyorduk. Yolda giderken Konyalı bir ziyaretçi vefat etti. Ülkeden uzaklaştık. Koskoca araba ile geri dönmemiz mümkün değil. Arabadakiler aramızda karar aldık. 'Defin her yerde aynıdır. Mahzuru yok.' Biz bunu uygun bir yere (herhâlde mezarlık) defnetmeye karar verdik. Bir yerde durup mezar kazmaya çalıştık. O da ne? Kazdığımız yerden yılanlar çıktı. Biz de korkarak orayı bıraktık ve yola devam ettik. Bir müddet sonra durduk ve ikinci sefer yine bir yeri mezarlık olarak kararlaştırdık. Biraz kazdık o da ne? Yine yılanlar çıktı. Biz yine korktuk. Oraya defnetmekten de vazgeçtik. Bir müddet daha gittik. Üçüncü kez bir yer daha bulduk. Orada mezarı kazmaya başladık, baktık yılanlar yine çıktı. Şaşırdık. Neler oluyordu? İçimizden birisi:

 

“Bu böyle olmayacak. Bunda bir hikmet olsa gerek. Biz cenazemizi buraya gömelim” dedik. DEVAMI YARIN

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.