Karıncalar ve arılar...

A -
A +

“Ne yalan söyleyeyim çocukluğumdan beri karıncalara ve arılara saygı ve ilgi duymuşumdur...”

 

 

 

 

 

Bazı insanların mazereti boldur. İş buyur sana akıl öğretsin.

 

İnsanın kendini yargılaması, başkasının yargılamasından çok daha zordur. Çünkü bu ilim gerektirir.

 

Ne yalan söyleyeyim, çocukluğumdan beri karıncalara ve arılar topluluğuna özel saygı ve ilgi duymuşumdur. Hem çalışkan hem güç birliği içindelerdir.

 

Onların da tembelleri, sahtekârları yok mu? Var tabii. Olumsuz etkileşimin tuzağına düşmeden hatıramı anlatmak istiyorum...

 

Kardeşim, normal mesleğini olumsuz etkilemediği için bal üretimi de yapıyor. Onların da sıkıntıları oluyor tabii.

 

“Bazı üreticiler kendi cüzi üretimlerine ilaveten başka yerlerden aldıkları petekleri kendi üretimleri gibi takdim ediyorlar. Böylece piyasada fiyatları kırabiliyorlar” demişti.

 

Benim anlatmak istediğim, başka bir kardeşim bir gün elinde  dopdolu bir petek, peteğin üzeri hepsi iri iri arılar bala çullanmış vaziyette. "Abi ben bu peteği uzakta bir yere atacağım” deyince “kardeşim aklını mı yitirdin? Bal dolu petek, üzerinde en seçkin arılar, seni bu işe zorlayan sebep ne?" dedim.

 

"Abi bu gördüğün petek üzerindeki arıların üretimi değil, işçi arılar kovandan dışarı çıkmayan asalaklar, işçiler bir peteği gasbediyorlar. Bunu tüketince başka dolu peteği işgal ediyorlar. Bunları peteklerden ayırmak zor. Bize saldırırlar” deyip peteği uzak bir yere atmıştı.

 

Karınca ve arı topluluklarına olan saygım ve hayretim o anda yok olmuştu. Demek ki açgözlülük ve tembellik her yerde vardı.

 

Hayatın küçük olaylarında açgözlülüğü fark etmek zorundayız. Mesela doyduktan sonra yemeğe devam etmek açgözlülük değil de nedir? Bunu anladığımızda açgözlülüğün yok olduğunu göreceğiz. Bir şeyle ilgili anlayış mükemmel olduğunda zihnen özgürleşir rahatlarız.

 

Açgözlülüğün daha fazla mutsuzluk, daha fazla hayal kırıklığı getirdiğini unutmayalım.

 

Açgözlülük bizi hep kanunsuz, ahlakı hiçe sayan işlere sürükler ve sonu hep hüsran olur...

 

     Mustafa Ali Mahdum-Sinop

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.