Bazen “dakikalar dursa daha çok faydalı şeyleri paylaşsam…” diye içimden geçirirdim.
O gün hava çok sisli ve dondurucu soğuktu. Evden çıkarken acele ile atkımı almayı unutmuş geri dönmek zorunda kalmıştım.
Gece yağan çiy taneleri cam gibi parlıyor, âdeta gözlerimi kamaştırıyordu. Sokağın köşesini döndüğüm sırada derinden bir inilti duydum. Minik bir köpek yavrusu debelenip duruyordu. Çöplüğe atılmış dikenli tellere dolanmış bir türlü kurtulamıyordu. Yavrucağı incitmeden aldım, biraz ilerideki evimizin bahçesine götürdüm. Ayaklarına, boynuna batan demir telleri, kardeşimin de yardımıyla çıkardım. Yarasını temizleyip sardıktan sonra karnını doyurdum.
Rahatlayan yavruyu, köpeğim için yaptırdığım kulübeye koydum.
İç huzuruyla okula gittim. Her sabah, ilk on dakika, o gün yaşadığımız bizi etkileyen bir olayı anlatırdık. Yine öyle oldu. Yalnız bu sefer çocuklar değil ben anlattım.
Çocukların gözleri dolmuş yavru için de çok üzülmüşlerdi. Hatta beslenme saatinde yiyeceklerinden bir kısmını yavru için masama bırakmışlardı. “Yaşları küçük, yürekleri büyük, sevgi dolu çocuklarım iyi ki varsınız” demiştim.
Okulda zaman su gibi akıp geçiyordu. Bazen “dakikalar dursa daha çok faydalı şeyleri paylaşsam…” diye içimden geçirirdim. Öğlene doğru kış güneşi daha yükselmiş etrafı ısıtmıştı.
Rabbim ne kadar büyüktü, günde dört mevsimi bir arada yaşıyorduk.
Okul çıkışı öğrenciler ile yürüyorken temizlik yapan kardeşlerimizi gördüm; “Kolay gelsin. Keşke yerlere çöp atmasalar ve sizler de bu kadar yorulmasanız!” dedim. Onlar da memnun oldu, teşekkür edip “Hocam sağ ol. Bahçe duvarınıza monte ettirdiğiniz levhayı her gün okuyoruz. Allah razı olsun. Bizleri de düşünüp ‘sokaklara çöp atmayın’ diye yazmışsınız” diye cevapladılar. Ben de tekrar:
“Keşke elimden fazlası gelse… kolay gelsin” dedim, yürüdüm...
O sırada karşı evden çıkan bir hanım elindeki çöp kovasını kaldırıma bırakıp gitti...
Çocuklar ile şaşkınlıkla birbirimize baktık. Çocuklara örnek olması bakımından onu oradan alıp az ilerideki çöp kutusuna attım. Çocuklar “Bu teyzeye öğretmeni bunları öğretmemiş” dediklerinde gülümsedim.
Ömrümce çekirdek kabuğu kadar bile çöpü yere atmayan, çöp kutusu buluncaya kadar elinde taşıyan, bulamazsam cebimde eve getiren biriyim. Eve gelip bahçe kapısını açınca minik yavru köpek bizi kuyruğunu sallayarak karşıladı... Mümin eliyle, diliyle, davranışları ile topluma örnek insan olmalıdır. Temizlik imandan gelir. Rabbim kul hakkı yiyenlerden etmesin kimseyi. Sağlıcakla kalın...
Ayşe Gül Rumelioğlu
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...