“Kayınvalidemin evlenme yaşı gelince, yakın çevreden istemeye gelenler oluyor...”
Size çok kıymetli bir dava kadınından bahsetmek istiyorum. Bilinen meşhur insanların yanında fazla bilinmeyen ama çevresinde iz bırakmış bir Anadolu kadınından. Kimseyi ayıplamadan, yargılamadan herkesi kucaklayan; büyükle büyük, küçükle küçük olan, komşularının ve arkadaşlarının dert ortağı; akıllı, bilgili, yardımsever münevver bir Hanımefendiden...
Farklı kimseler tarafından adı her söylediğinde değişik bir özelliğini öğrendiğim, İslam’a hizmet edenlere, zevkle, şevkle hizmet eden; hayatını İslamiyet’e adayan, kayınvalidemden...
Onun evlilikle ilgili bir hatırasını anlatmak istiyorum.
Ailesi mübadele zamanında önce İzmit’e daha sonra Kütahya’ya yerleşiyor. Büyük bir konakta yıllarca üç kuşak beraber oturuyorlar. Dede, büyükanne yani 'beynine'; baba, anne, amcalar ve hala aynı evdeler. Ev kalabalık fakat en ufak bir kargaşa gürültü yok, huzur hâkim. Çünkü herkes yerini konumunu haddini hududunu biliyor. Büyüklere karşı saygı ve tabiyet var. Dede, üst kattaki odasından neredeyse hiç çıkmıyor. Büyükanne çocuklarla, torunlarla büyükbaba arasında köprü vazifesi yapıyor. Alınan karar herkes tarafından kabul görüyor. Kimse itiraz etmiyor, edemiyor. Evin erkekleri çalışıyor ve kazançlarını ortaya koyuyor. Taksimi büyükbaba yapıyor. Bir şey alınacaksa, evlenecek olan varsa ona göre hazırlıklar yapılıyor.
Göçmen aile olduğundan evlilikler çoğunlukla hısım, akraba, yakın çevre veya Selanik’ten göç etmiş aileler arasında oluyor.
Kayınvalidemin evlenme yaşı gelince, yakın çevreden isteyenleri oluyor, istemeye geliyorlar. Beyninenin tanıdığı bir aile… Beynine güvendiğinden olsa gerek fazla araştırmadan torununu nişanlıyor. O zamanlar düğün öncesi nişanlılık süresi biraz uzun oluyor. Bu dönemde nişanlı, müstakbel gelin ve damat görüşmediğinden birbirleriyle ilgili bilgiyi eş-dosttan alıyorlar. Düğün süreci büyükler tarafından takip ediliyor. Hanımımın annesi, genç olmasına rağmen akıllı ve bilgili. Nişanlandığı kişiyi araştırmaya koyuluyor. Gizlice soruşturuyor. Nişanlısının alkol kullandığını öğreniyor. Evlenmek istemiyor. Lakin beynineye karşı gelmek öyle her babayiğidin işi değil. Hem edeben, hem de büyük olması itibarıyla. Bunu da çok iyi biliyor.
Bir süre ne yapabilirim, bundan nasıl kurtulabilirim diyerek düşünüyor, dua ediyor. Sonra aklına gelen fikrini uygulamaya koyuyor. Oturup enteresan bir mektup yazıyor. DEVAMI YARIN