“Keskin nişancı çavuşları sipere yatırıp 'ben ateş etmeden, siz de etmeyin' dedim”
Tatvan’da askeri görev yaptığım yıllarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum.
Cipe atladım, görülmeyecek yere kadar araçla gittim. Sonra keskin nişancı çavuşları sipere yatırıp “ben ateş etmeden, siz de etmeyin” dedim ve ilerdeki gruba yaklaştım. Silahım üzerlerine çevrili olarak “Eller yukarı!” diye bağırdım. Ellerindeki kazma kürekleri yere atıp ellerini kaldırdılar. Korkmuşlardı: “Komutanım kötü bir şey yapmıyoruz” dediler. Tesir edemeyecekleri mesafeye kadar yanaşıp burada ne yaptıklarını sordum. Biri hâkim, biri avukat, biri fırıncı idi. İki de amele tutmuşlar, define arıyorlardı. Ellerine geçirdikleri define haritasındaki yeri kazmak için kimsenin sokağa çıkamayacağı o günü beklemişler meğer.
Seçim kurulundaki hâkim arkadaşlarından da izin kâğıdı çıkarıp o gün oraya gelmişler. Kâğıdı gösterirken bir taraftan da özür diliyorlardı. Yanlarında karpuz varmış, yememiz için çok rica ettiler. İçimden bir oh daha çekip, seve seve yedik. İyi ki olayı aydınlatmışım.
Konuyu bölmemek için araya girip sizlere anlatmamıştım. Bölük komutanı olduktan kısa bir süre sonra Kantin Başkanlığı seçimi vardı. Subay Astsubay bunun için gazinoda toplanmıştı. Gönüllüler ismini tahtaya yazdırsın denildi, kimse çıkmadı. Mali sorumluluk da getiren angarya bir işti, herkes kaçıyordu. Bunun üzerine Tabur komutanı ben şu üç ismi öneriyorum diye yazdırdı. İçinde benim eski bölük komutanım şimdiki S-4 de vardı. Taburdaki Subay Astsubayın yarıdan fazlası Karargâh Bölüğündeydi, yani biz ne dersek o olurdu. Ben gizlice kulis yapıp oyları S-4 ‘e verin dedim. Herkes “tamam komutanım” diyordu.
Tam oylamaya geçecekken Tabur komutanı “Elvan’ı da yazın” demesin mi? Daha neler... Benim işim başımdan aşkındı. Herkese “sakın ha” dedim. Oylama gizli yapılıyordu. Kâğıtlar tek tek açılıp tahtada aday isimlerinin yanına aldığı oy yazılıyordu. Ben kulis yaptığımı sanırken kendi personelim de dâhil asıl kulis arkamdan yapılmış, çok büyük farkla ben seçilmiştim. Güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim. Kışladaki misafirhanede kalan Subay Astsubaylar kantindeki sıkıntıları benim düzelteceğime inanmışlar ve bana ihanet (!) etme pahasına bana oy vermişler. “Güveninize teşekkür ederim, ama bu kazığınızı unutmayacağım” dediğimde herkes yerlere yatıyordu.
Elvan Küçük- Em. Subay