Şeker, buğday, bozuk para...

Sesli Dinle
A -
A +

Herkes merakla bekliyor “acaba damat gelini gelin damadı beğendi mi?” diyorlardı...

 

 

 

Hatırama bugün de devam ediyorum... Berdelin şöyle bir sakıncası vardı. Diyelim bu çiftlerden biri mutlu olmadıysa diğer çiftin ailesine de sirayet eder ve geçimsizlikler olurdu...

 

İki gelin aynı zamanda iki yenge kucaklaşıp vedalaştılar... Bir düğün alayı Erzurum’a doğru yol aldı, diğeri de Malazgirt yönüne... O gün ikindi vaktiydi. Ömer Amca ve beraberindeki düğün alayı köye geldiler.

 

Gelini, komşuları Nurettin’in evine indirdiler. Damat Abdurrahman Abi de bizim evde, sağdıçları Kemal Abim ve beş kadar delikanlıyla damın üzerine çıkıp duvaklı gelinin başına şeker, buğday, bozuk para saçtı. Buğday bereketi, şeker tatlı geçimi, para zenginliğin temennisi için saçılıyordu. Gelin içeri girince bunlar da dönüp bizim eve geldiler.

 

Abdurrahman Abi heyecan korku ve sevinci birbirine karışmış bir haleti ruhiye içinde bekliyordu. Âdeta zaman durmuş vakit ilerlemiyordu.

 

Biraz sonra köyün imamı olan rahmetlik Cebrail Hoca göründü, bizim eve doğru geliyordu. Sağdıçlar “hadi damat bey hazırlan hoca nikâh kıymak için seni almaya geldi” deyip gülüştüler. Cebrail Hoca sağdıçlarla beraber gelinin kaldığı odaya girdiler. Gençlerin nikâhını kıyıp çıktılar. Abdurrahman Abi bir müddet gelinle baş başa kaldı. Herkes merakla bekliyor “acaba damat gelini gelin damadı beğendi mi?” diye aralarında konuşup duruyorlardı. Bazıları da “beğenseler de beğenmeseler de iş bitti artık herkes kaderine rıza gösterecek bu berdel ve bazı âdet ve gelenekler hiç de iyi değildir” diye konuşuyorlardı.

 

Abdurrahman biraz sonra gelinin yanında çıkıp bizim eve geldi. Annem “damat bey gelini beğendin mi?” deyince Abdurrahman “yenge beğenmek ne demek, vallahi geline bayıldım tam gönlümün istediği bir kız” demişti. Abdurrahman’ın birkaç saat önce endişe ve korkusu izale olmuş yerini neşe ve mutluluk almış âdeta gözlerinin içi gülüyordu. 

 

Nuran gelin de eşini çok beğenmişti. Birbirilerini çok sevip sayarlardı.

 

Allahtan diğer tarafta Esra Abla ve Dilaver de çok iyi eş oldular mutlu bir hayat sürdüler. Aileleri de birbirilerini çok sevdiler hatta yıllar içinde birkaç gençlerini de yine aile arasında evlendirdiler.

 

Bu iki çift, bu yıl evliliklerinin 52. yılın kutluyor. Ankara ve İstanbul’da oturuyor evlatları ve torunlarıyla sağlıklı mutlu bir hayat sürüyorlar...

 

     Orhan Yavuz Ejder/Akhisar-Manisa

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.