“Genç tır şoförü şaşırttıkça şaşırtıyordu beni, gösterdiğim bütün kitapları okumuştu...”
Hatırama bugün de devam ediyorum... Lastikçi de anlayışlı adammış. Sağ olsun lastiği yapmış. Hüseyin ağabey de bir miktar para vermiş, lastiği alıp geldi. Tır şoförü genç aracın lastiğini takarken biz sanki locada oturur gibi onu seyrediyor hiçbir işe karışmıyorduk. Niye?
Çünkü ne zaman karışacak olsak “Abi siz dinlenin. Yola çıkacaksınız. Ben hallediyorum” diyor bizi karıştırmıyordu.
Bir tamirci gibi çalışıp aracımızın lastiğini taktı anahtar teslimi eder gibi “buyurun abi gidebilirsiniz, yolunuz açık olsun” dedi.
Bu kadar iyi niyetli, bu kadar ahlaklı bu kadar temiz bir gence bunca iyiliği için nasıl mukabelede bulunabilirdim? Bir teşekkür edip gitmek istemedim. Dedim ki:
“Kardeşim, bu patatesleri öğrencilerimize götürüyoruz ama ben tasarruf etmeye yetkiliyim. Bu yardımın için teşekkür babında bir çuval patates de size hediye eylesek...”
Genç “Abiciğim siz gençlerimize götürün. Onlar yiyip içsin bize dua etsin” dedi.
“Ya bari bir poşet içine atalım birkaç kilo da onu alsan...”
Bu ısrarımın maksadını anlamıştı. Poşet içindeki sekiz on kilo patatesi aldı. Enteresan bir şey oldu. Dedi ki:
“Abi bu patatesleri sizden hediye olarak aldım. Şimdi ben bunları o yurttaki talebelere hediye ediyorum. Gençler yiyip için bana dua etsinler...”
Şok üstüne şok yaşıyordum!.. Ne yapsak, ne yapsak... Yanımdaki Hakikat Kitabevi'nin kitaplarından bir tanesini kendisine takdim ettim:
“Bari bir kitap hediye edelim size. Okuyup istifade edersiniz inşallah...”
Kitabı aldı eline genç tır şoförü:
-Abi bu kitap bende var. Ben bu kitabı okudum, dedi.
Ben tuhaf oldum. Dedim ki Hüseyin Abiye:
-Abi bizdeki kitaplardan birer tane al getir. Baksın okumadığı vardır.
Hüseyin abi bizim kitaplardan bir takım yapıp getirdi. Ne oldu biliyor musunuz? Tır şoförü genç hepsine teker teker baktı, inceledi ve “Bunların hepsi bende var ve hepsini de okudum” dedi... Mahcup bir tebessümle. Ardından da “Abiciğim beni tutmasanız iyi edersiniz. Akşama eve yetişeceğim çocuklarım bekliyor” dedi.
Bu iyiliğiniz karşılığında size bir şey yapamadık dediğimde de ne dedi biliyor musunuz?
“Güzel Abiciğim, açarsın ellerini bir dua edersin bu yeter. Daha iyisi olabilir mi?”
Açtım ellerimi gerçekten ardından dua ettim. İnşallah okuyucularımız da böyle iyi insanlarımız için dua ederler. Rabbim sayılarını artırsın...
Tahir Albayrak-Niğde
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...