“Öğretmen, öğrencisi ile konuşmadan gözlerinden onu anlayan çareler üretebilendir..."
Sabah ilk derse henüz girmiştik, sobada çıtır çıtır yanan meşe odunu içimizi ısıtıyordu. Ders hayat bilgisi ve mevsimler konusunu işliyorduk. Kış şartlarının çok çetin geçtiği bir dağ köyüydü burası.
Kapıyı açtığımda masmavi boncuk gözlü, burnu soğuktan havuç gibi kızarmış tatlı bir kız çocuğu ve annesiyle karşılaştım.
“Hocam biraz konuşalım…” dediklerinde “teneffüste görüşebiliriz” diyerek kendilerini müdür odama misafir ettim.
Sobada kaynamakta olan karanfilli ıhlamuru, fındıklı kurabiyeler ile birlikte ikram edip derse döndüm.
Çalıştığım okul birleştirilmiş beş sınıflıydı. Müdür yetkili öğretmendim.
Teneffüste öğrenciler bahçede kardan adam yaparlarken ben de misafirlerim ile konuşmaya başladım. Elif ve ailesi köye yeni gelmişler. Babası çobanmış. Mütevazı, sempatik bir aileydi.
Annesi Cennet Hanım'a hayırlı olsun diyerek Elif’in kaydını yaptım.
Üçüncü sınıfların olduğu sırada Rabia'nın yanına oturtup arkadaşları ile tanıştırdım.
Dördüncü derste Elif sınıfa girmek istememişti, gözlerinden ağladığını anlamıştım.
Sarılıp “güzel kızım alışacaksın, ben seni çok sevdim, arkadaşların da öyle…” diyerek teselli etmeye çalışırken, Cihan yanıma geldi fısıltıyla:
“Öğretmenim Elif'in önlüğü yamalı diye güldüler, bu yüzden ağladı!” dedi.
Çok üzülmüştüm çocuklar bazen bilmeyerek acımasızca davranabiliyorlardı.
Aklıma bir fikir geldi. Elif’i lojmana götürdüm. Öğle yemeğinde evdeki eski kırmızı kumaş parçasını kalp şeklinde kestim ve üzerine Elif diye iplikle işledim. Sonra Elif'in önlüğünün yamalı kısmına diktim. O kadar güzel olmuştu ki Elif boynuma sarıldığında zaten sulu göz olan ben de ağlamıştım.
Ders başlayınca öğrencilerim de çok beğendi. Mehmet ise yerinden fırladı. "Bizi sevmiyor musun? Elif’e kalp vermişsin. Biz de isteriz” dedi. Çocuklar sevdiği insanın sevgisini de kimseyle paylaşmak istemiyordu.
Yarıyıl tatilinde memlekete gidince durumu harika terzi olan anneme anlattım. Zaten benim bütün önlük ve formalarımı o dikmişti.
Kumaşları aldım, annem kırk bir önlüğe kırmızı kumaştan kalp dikti. Öğrencilerim okul açıldığında o kadar sevindiler ki...
Kalpten kalbe giden sevgi yolunda buluşmak dileğiyle...
Ayşe Gül Rumelioğlu-Öğretmen
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...