Sevgili öğretmenim

A -
A +

“Öğretmenler Günü’nde öğrencilerden birkaç mesaj paylaşmak istedim bugün size”

 

 

 

“Sevgili öğretmenim;

 

2/D sınıfındayken sosyal bilgiler dersimizde bize çok değerli bilgiler verdiniz. Hiç unutamam: Yaptığınız yazılıda Solon Kanunlarıyla ilgili bir sorunuz vardı. Diyordunuz ki, “Solon’un yerinde siz olsaydınız, bu kanunu nasıl yapardınız? Ders kitabınızı, not defterinizi açıp faydalanarak kendi düşüncenizi maddeler hâlinde yazınız.”

 

Tabii biz önce şaşırdık. Şaka yapıyorsunuz sandık. Öyle ya, yazılıda ders kitabı ve gerekli notları yazdığımız defterlerin açılması nerede görülmüş? Önce açmadık elbet. Ama siz, “Şaka değil, gerçekten açın; kitabınızı ve defterinizi. Ben sizin ezberinizi değil düşüncenizi, eleştirinizi öğrenmek istiyorum” deyince anladık ciddi olduğunuzu.

 

Serbestçe açtık ders kitaplarımızı, defterlerimizi. Solon Kanunlarının beğendiğimiz yönlerini de yazdık; ya da yetersiz veya yanlış bulduğumuz maddeleri de…

 

Derste olduğu gibi yazılıda da bize olan sevgi, güven ve inancınızı görmek bizi öyle mutlu ediyordu ki! Bizleri rahat düşünen, ezberci değil muhakeme edebilen gerektiğinde eleştiri yapabilen insanlar olarak yetiştirdiniz. Bu nedenle size ne kadar teşekkür etsek azdır. Saygılarımla…”

 

***

 

“Sayın hocam;

 

Ben sizi tanımıyordum. Hâlâ da karşı karşıya gelmedik. Günün birinde bir yazınızı okudum.

 

Sizi samimi bularak bir yardımda bulunmanızı rica ettim. Siz “bu adam kimdir nedir?” demeden uzaktan da olsa yüreğinizdeki insanlık duygusu nedeniyle elinizi uzattınız.

 

Evet Hocam! Yaşça sizden büyüğüm ama sizin öğrenciniz oldum. Sizin yazılarınızı okudukça karşımdaki aynada kendimi görür gibi oldum. Evet, yıllardır size “Hocam” demekte yanılmamışım. Saygılarımla…”

 

***

 

“Sevgili öğretmenim; yazılarınız bana öğretmenimi hatırlattı. İlk kez o, dersteki ve ders dışındaki davranışlarıyla çocukluğumuzu unutturup kendimizi genç kız ve delikanlı gibi hissetmemizi sağlamıştı. Kitap, dergi ve gazete okumanın aydın insanın olmazsa olmazı olduğunu kazımıştı gencecik beyinlerimize. Ayrıca hep yazmaya özendirirdi bizi. İki satır yazabiliyorsam bugün, ona borçluyum bunu. Öyle bir öğretmenimiz olduğu için ne şanslıymışım ben ne şanslıymışız meğer.”

 

Emekli bir öğretmen

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.