Taşınırken tabur mu denetlenir?

“Gözlerim karardı. Erlerin kollarında revire kaldırıldığımı hayal meyal hatırlıyordum...”

 

 

 

Muvazzaf subay olarak tayin ile Tatvan’a ilk gittiğimde bu birliğin buradan intikal edeceği söyleniyor diye duymuştum. Daha önce de çok söylenmiş ama hep söylentiden ibaret kalmış. Bu süreçte burada kimler gelip kimler gitmişti. Benim için de merak etmeyin “siz de gidersiniz” deniyordu.

 

Ama şans işte, söylenti ama görev bana geldiğinde gerçek oldu. Birliğin Muş’a intikal emri gelmişti işte. Âdeta piyango bize vurmuştu. Emir demiri keser derler ya... İntikal için hazırlık yapmaya başlamışken bir de Kara Kuvvetleri denetleme heyetinin geleceği tutmasın mı? Ne yapacağımızı şaşırdık. Taşınmak için hazırlanmaya mı denetleme için hazırlanmaya mı karar verecektik? Birliklerin birbirinden haberi mi yoktu? Taşınma sürecinde tabur denetlemek mi olurdu?  

 

Bir taraftan intikale hazırlanırken, bir taraftan denetlemeye hazırlanıyorduk... Kısadan anlatayım. Deliler gibi çalışıyorduk. O dönemde bizimle birlikte askerliğini yapan erlerin de eminim unutamayacakları bir askerlikleri olacaktı... Bekâr olduğu için eve gitmeyip bölükte kalan astsubayımız vardı. Kendisine akşam mesai bitmeden akşam yapacaklarının listesini yazdırıyordum. Sabah geldiğimde de hangilerinin yapılıp yapılmadığını kontrol ediyordum. Sabah baktığımda verdiğim emirlerin bir kısmının yapıldığını, bir kısmının çeşitli mazeretlerle yapılamadığını görüyordum...

 

Üzüntüden öfkeden, sinirden mideme inen asitten, sağlığım altüst olmuştu. Mideme kramplar giriyordu...

 

Bir gün yine böyle verdiğim emirlerin hesabını sorarken gözlerim karardı... Erlerin kollarında revire kaldırıldığımı hayal meyal hatırlıyordum. Bendeki bu stres ve sıkıntının verdiği çöküntüyü uzaktan takip eden doktor bu stres ve yoğunluğa ne kadar dayanabilip ne zaman geleceğimi bekliyormuş. “Çok bile dayandın” der gibi gülümsedi, birkaç çeşit iğneyi karıştırıp vurdu. Biraz dinlenmemi tavsiye etti. İyi ama beyin dinlenmeden beden dinlenebilir mi? Kafamda cevap bekleyen onca soru var. Yapılması takip edilmesi gereken onca iş var... Durabilir miydim? Biraz toparlandığımda hemen kalkıp işimin başına döndüm...

 

Sonraki günlerde biraz gözüm kararmaya başlayınca bu defa bayılmayı beklemiyordum. Kendi ayağımla revire gider oldum. DEVAMI YARIN

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...