“O yıllarda bir kadının yalnız yola çıkması hem büyük ayıp sayılır hem çok tehlikelidir!..”
Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...
Zeynep, köylerdeki bu âdeti bildiğinden kararsızdır. Kendi kendine der ki: “Ya evlattan ya babadan olacaksın. Babam zaten bana doğru bir babalık yapmadı ben çocuklarıma gideceğim. Artık kayınbaba tarafında gelen eziyetleri de sineme çekerim, çocuklarım bünyene kadar...”
Biraz sonra birkaç genç kız gelir. Zeynep Abla biraz aşağıda ağaçlar var biz onlara salıncak kurmak istedik beceremedik, senin boyun uzun, bize bu urganları bağlayıp salıncak yapabilir misin?” derler. O da “Hanım Ablaya söyle izin verirse gelir yaparım” der. Hanım Abla da izin verir. Zeynep yine hafif topallar hâlde oraya gider kızların istedikleri salıncakları kurar. Kızlar eğlenmeye dalınca, Zeynep bu fırsatı değerlendirir oradan gizlice uzaklaşır.
Zeynep yola düşer çocuklarına gitmek için ama en büyük sorun da o yıllarda bir kadının kendi başına yalnız yola çıkıp gitmesi ki en büyük ayıp sayılır ve aynı zamanda tehlikeli bir durumdur. Zeynep yaya olarak on kilometreye yakın yol gidecektir...
Zeynep, Göksu Çayı boyunca ağaçlar arasında tenha yerlerden gider. Hem fark edilmemek hem de yakalanmamak için bu tenha yolu tercih eder.
Zeynep yola düşünce çocuklarını hayal ederek “Rabbim beni sağ selim çocuklarıma, yetim balalarıma kavuştur” diyerek gönülden ağlayarak dua eder. Ciğer yarası başka bir şeye benzemez.
Öğle ezanı okunur. Kadınlar namazlarını kılar, mevlitler okunur, dualar yapılır sofralar hazırlanır. Hanım Abla “çocuklar biriniz gidin aşağıda kızlar sallanıyorlar onları çağırın yemek yemeye gelsinler” der. İsmail gider kızlara haber verir döner gelir.
Biraz sonra kızlar da urganlarını iplerini minderlerini toplar güle oynaya mesire yerine gelirler. Çok acıkmışlardır hemen sofraya otururlar. Herkes yemek telaşında, kimse Zeynep’i fark etmez.
Zeynep iki saat yol yürür hiç dinlenmeden. Kimse onu yakalamadan bir an önce kendini kayınbabasının evine atmaktır gayesi. Zeynep bu korkulu heyecanlı ürkek yolculuğunu sağ selim bitirir. Göksu nahiyesine varır. İlk Sağlık Ocağının ebesi fark eder. “Bu gelen Zeynep’e benziyor acaba o mu?” Karşılamaya gider bakar ki arkadaşı Zeynep. Ebe boynuna sarılır, biraz ağlaşırlar. Zeynep, gizilce kaçtığını söyler. Ebe Zeynep’i alır kayınbabasının evine getirir. DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...