“Kocasının ardından Zeynep’in içinde bir şeyler kopar, iki damla gözyaşı döker.”
Geçtiğimiz günlerde Zeynep halamı anlatmıştım. Nice hasretlik çekip askerden döndükten sonra beş yıl kocasıyla mutlu bir hayat yaşayan o kara günleri bir nebze de olsa unutan Zeynep halamın çile dolu hatırasına devam ediyorum...
Mehmet Emin ve üç kardeşi canla başla çalışırlar kısa zamanda durumları düzelir hayvanları çoğalır tam rahata kavuşurlar. Üçüncü kardeşi Ahmet’i evlendirir eve bir gelin daha gelir. Yeni gelin eve gelince Zeynep bir üst makama terfi eder. Artık Zeynep’in o yılların geleneğine göre sözü altında iki eltisi vardır, zor işleri onlar yapar. Zeynep de evi idare etmeye çalışır, her şey onun kontrolündedir. Zeynep çok dert gördüğü için eltilerine kocalarına kendi kardeşlerinden daha çok ilgi alaka gösterir. Ev halkı da Zeynep’in ve Mehmet Emin'in bir dediğini iki yapmaz çok saygı duyarlar.
Zeynep hamileliğin dördüncü ayındadır. Mehmet Emin, Zeynep’in önünde pervane olur ağır işlere elini vurdurmaz. Yeni olacak çocuklarının sağlıklı dünyaya gelmesi için elinden geleni günün şartlarına göre esirgemez.
Bir gün yakın köyden düğüne davet ederler. Aile reisi Mehmet Emin olduğu için onun gitmesine karar verirler. Mehmet Emin sabah kalkar tıraş olur. Zeynep yeni elbiselerini getirip kendi elleriyle çok sevdiği kocasına giydirir. Yanağına gül gibi bir buse kondurur. Dışarıda kardeşleri güzel cins kır atı eyerlerler süslü dizginini başlığını takarlar. Mehmet Emin atına biner evdekilerle vedalaşır; atın rahvan yürüyüşüyle yola çıkar. Herkes Mehmet Emin’in bu düzenli ve güzel atı yeni elbiselerine hayranlıkla bakar.
Zeynep kocasının bu ihtişamlı gidişine biraz göğsü kabarır, bir de kendine döner “tövbeler olsun her şeyin sahibi Cenabı Allah’tır hayırlısıyla gitsin gelsin” der. Kocasının gitmesi, Zeynep’in içine oturur. Sanki kırk günlük bir yere gidiyor. İçinde bir şeyler kopar iki damla gözyaşı döker kocasının ardından.
Eltileri Zeynep’e gülerler. "Abla kocan bir gece o köyde yatıp düğün cemiyetine katılıp ertesi gün eve dönecek, iki gün ayrılığa insan ağlar mı? Vallahi sen çok sulu gözlü olmuşsun" der ve şakalaşıp gülerler. Zeynep “haklısınız kızlar ne bileyim, Mehmet Emin öyle donanımlı ihtişamlı atını şaha kaldırarak gitmesi, sanki içimde bir şey koptu, Allah nazardan saklasın” der işlerine koyulurlar. DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...