Ramazan ayı, sadece oruç tutmakla değil, ruhumuzu arındırmak ve geçmişin yüklerinden kurtulmakla da anlam kazanan bir zaman dilimidir. Bu mübarek ay, bedenimizi açlıkla terbiye ederken, kalbimizi de kötü duygulardan temizleme fırsatı sunar. Çünkü ramazan, sadece midenin değil ruhun da orucu olmalıdır.
Hayat yolculuğunda bilerek ya da bilmeyerek başkalarına zarar vermiş, haksızlık etmiş olabiliriz. Bazen bir sözümüz, bazen bir davranışımız bir başkasının kalbinde derin yaralar açmış olabilir. İşte ramazan, sadece Allah’tan af dilemek için değil, kul hakkına girdiysek o hakkı ödemek ve helallik almak için de bir fırsattır. Çünkü insanın, Allah ile olan münasebetini düzeltmesi kadar insanlarla olan ilişkisini de onarması gerekir.
Ah almak, sandığımızdan çok daha büyük bir sorumluluktur. Bir kalbi kırmak kolaydır ama bazen o kalbi onarmak imkânsız hâle gelebilir. Bu yüzden ramazanı fırsat bilerek gönül kırıklıklarını gidermeli, incittiğimiz insanlardan helallik istemeliyiz. Çünkü kimse, üzerine aldığı bir ah ile yeni bir ramazana ulaşacağının garantisini taşımaz.
Bu ay, tövbe ve arınma ayıdır. Yaptıklarımız için samimi bir pişmanlık duymak, hatalarımızı kabul etmek ve bir daha yapmamaya niyet etmek, gerçek tövbenin en önemli adımlarıdır. Allah’ın rahmeti sonsuzdur ve kapısı her zaman açıktır. Ancak unutulmamalıdır ki kul hakkı, ancak o hakkı yediğimiz kişiden helallik almakla affolur.
Ramazanı sadece aç kalmakla değil, ruhumuzu da iyilikle doyurarak değerlendirelim. Hatalarımızla yüzleşelim, geçmişimizle hesaplaşalım ve tertemiz bir kalple bayrama ulaşalım. Çünkü gerçek huzur, sadece midemizi değil vicdanımızı da rahatlatmakla mümkündür.
Hayırlı ve bereketli ramazanlar diliyorum.
Emre Tingiroğlu
Güzel çocuk
Bir çocuk gördüm ağlıyor,
Yürekleri hep dağlıyor
Gözlerinden yaş akıyor,
Ağlama sen güzel çocuk.
Üstünde yok başında yok
Baharında kışında yok,
Rüyasında düşünde yok,
Ağlama sen güzel çocuk.
Anası babası ölmüş,
Kimsesi yok yetim kalmış.
Hâlini soran olmamış,
Ağlama sen güzel çocuk.
Yokluklar ile yaşıyor,
Dertler ile boğuşuyor,
O hep yokuşa koşuyor,
Ağlama sen güzel çocuk.
Verdim sana yüreğimi,
Koydum ortaya sevgimi,
Uzattım sana elimi,
Ağlama sen güzel çocuk.
Ver elini güzel çocuk
Gülsün yüzün güzel çocuk
Süleyman'ı üzme çocuk
Ağlama sen güzel çocuk.
Süleyman Usta/Espiye-Giresun
ADA ÇAYI: Eski devirlerde ve günümüzde çok kullanılan faydalı bir bitkidir. Eskiden çoğu evlerin bahçelerinde yetiştirilirdi. Tıbbi ada çayının yatıştırıcı, mideye iyi gelen, idrar söktürücü, ter kesici, dezenfektan etkileri vardır. Gargara şeklinde boğaz ve burun hastalıklarında kullanılır. Yapraklarından elde edilen uçucu yağ, yüksek dozlarda kuvvetli bir zehirdir. Bal ve sirke ile karıştırılıp gargara yapınca diş ve diş etlerine, boğmaca ve bademcik iltihaplarına iyi gelir.
Anadolu’da 70’in üzerinde diğer başka türleri tabii olarak yetişmektedir. Türkiye’de yetişen ve ada çayı olarak kullanılan diğer türlerinin başında Anadolu ada çayı, yönlü ada çayı, misk ada çayı, yabani ada çayı, yeşil ada çayı vs. gelir. Kimyasal madde muhtevaları değişmekle beraber, tıbbi ada çayı gibi kullanılırlar.
Yetenekli Kalemlerde önceki yazılar...