Aslında özgürlük nedir?

İnsan sevgi saygı iyilik ve huzurla beslemeli varlığını. Dürüst olmalı kendine. Her insanın sağlıklı, huzurlu ve düzenli bir dönemi vardır ve elbette kimilerinin bu soğuk ranzalara mahkûm bir dönemi olmuştur. Dönemler arası kıyaslar yapar. Mahkûmiyet gerçeğin müjdecisidir. Kendinle baş başa, faydalı arınma sürecidir. Anılar anılar, sonuç kapalı kapılar. Aslında özgürlük okumaktır. Özgürlük faydalı olmak, kazanmak yani gayret etmektir.

 

Bir fırsata dönüştür esaretini. Bunu gerçekten istersen engeller etkisiz kalacaktır. Eğitimsiz bir ortam ruhsuz bir beden gibidir. Kötü alışkanlıklar boş zamanlarda ortaya çıkar. Ve güçlü olan sonu belirler. Resmen kendisiyle savaşır insan. Bu konuda tecrübeli olan bu savaşı kazanmalı. Mağlubiyet acı gerçektir fakat zaferin meyvesi tatlıdır. “Kaderimiz böyleymiş” deriz ama kendi irademize yön verip gayrı o yolu tercih eden biziz. Başı sonu her an tehlike arz eden bir hikâyenin kahramanı biz, nasıl mutlu son bekleriz?

 

Dürüst ol kendine. En büyük saygınlık ailenin yanında olmak. İlgi sevgi şefkatin doğal hâli. Bunun için gerekli olan ıslah olmak. Nefsi bu arınma sürecinde farklı düşüncelerle beyni meşgul edecek boş vakitlerde gereksiz arzular, kaçamaklar saracak. Bunlarla başa çıkamazsan tekrar yer edip alışkanlığa, en başa saracak ve sonuç kendini kandıracak insan.

 

Eğitim almak, kendine faydalı olmak suya olan ihtiyaç kadar önemlidir. Zekâmız doğru olanın farkında ve bunun şuurundayız fakat yanlış yöne çevrili tutkularımız apaçık en büyük düşmanımız. Kendini kontrol edebilmeli insan tutkularımıza dikkat ettiğimiz kadar bulunduğumuz yere mekâna dikkat etmeliyiz. Şunu bilmeliyiz ki eğitimsiz bir ortam ruhsuz bir beden gibidir. Ne sağımda deniz ne solumda çiçek, o güzel günler elbet bir gün gelecek.

 

     Yusuf Şenocak-Hükümlü

 

 

 ŞİİR

 

 

     Yâren leylek

 

Yine dostça, neşeyle,

 

Hoş geldin Yâren Leylek

 

Türlü, çeşit müjdeyle

 

Hoş geldin Yâren Leylek...

 

 

 

Hiçe sayıp yılları

 

Aştın nice yolları

 

Çok ibretlik hâlleri

 

Hoş geldin Yâren Leylek...

 

 

 

Bir sevgi hikâyesi

 

Dosta vefa gayesi

 

Sevilmektir pâyesi

 

Hoş geldin Yâren Leylek...

 

 

 

Gösterirsin vefayı

 

Çekip nice cefayı

 

Dostta bulmuş sefayı

 

Hoş geldin Yâren Leylek...

 

 

 

İşin aslı hasrettir

 

Sevgidir, muhabbettir

 

Dünya zaten gurbettir

 

Hoş geldin Yâren Leylek...

 

 

 

Çok sevimli ve narin

 

Seni beklermiş yârin

 

Habercisi baharın

 

Hoş geldin Yâren Leylek...

 

 

 

Leylek Yâren ve Âdem

 

Dostluk kurmuşlar madem

 

Bu dostluk sürsün her dem

 

Hoş geldin Yâren Leylek...

 

 

 

Meftun; ayarlı işler

 

Düzen ne güzel işler

 

Sürsün geliş gidişler

 

Hoş geldin Yâren Leylek...

 

Kadir Çetin

 

 

TARİHTEN BİR YAPRAK

 

 

KANARYA ADALARI: Kuzey Atlantik Okyanusunda ve Afrika’nın kuzeybatı sahilleri açığında yer alan bir takımada. Fas-İspanyol sahrası sınırının 113 km batısında bulunan takımadalar 480 km uzunluğunda bir kemer meydana getiren yedi büyük ve altı küçük adadan oluşmaktadır. Romalılar adalara köpeklerin adaları anlamına gelen Insular Canaries demişlerdi. Bunun sebebi o zaman adalarda çok sayıda bulunan köpeklerdir. Daha sonraları kanarya kuşu ismini, adalar civarında bu cins kuştan çok sayıda bulunduğundan dolayı almıştır. Fenikeliler, Yunanlılar, Kartacalılar, Romalılar, Araplar tarafından tanınan adaların modern tarihi Fransız Kâşif Sean de Dethencourt tarafından 1402 yılındaki keşfiyle başlar. Adaları tek başına ele geçiremeyen Dethencourt Kastiyalı, Üçüncü Henry’den yardım alarak adaları istilâ etmiş ve Kanarya Adaları Kralı ünvanını almıştır. Buraların hâkimiyetinde Portekizliler hak iddia ettiyse de 15. Yüzyılın sonuna doğru adalar tamamen İspanyol kontrolüne girdi.

 

 

 

Yetenekli Kalemlerde önceki yazılar...