Bir avuç toprak

A -
A +

Mutluluğa kavuşmak arzusunun artık bir ödev olduğu ve bu ödevi hızla mümkün kılacak her şeyin piyasada olduğu bir gerçek. Her şey öylece hızla akıp gitmekte ki… Özellikle gençler bu durumdan herkesten çok etkilenmekte. Onlar için bir önceki ve daha önceki kuşaklara nazaran zaman çok hızlı akıyor. Bağlı oldukları sosyal mecralar sebebiyle soyut mutluluk arayışları da anında karşılanıyor. Gönderileri beğeniliyor, beğenilmiyorsa yenisini gönderip beğendirebiliyorlar. Saçını taramaktan tutun da aidiyetini tamamlayacağına, giyiminden kuşamına, akla gelebilecek, ne varsa artık “like”ler karar veriyor. Arzu, tatmin, haz ve mutluluklar cepte! Uzun bir yoldan kısa bir mektup beklemenin güzelliği nasıl anlatılabilir onlara…

 

Hayatta sadece yaşamak için duyulsa bu arzu mefhumu, geriye sadece donuk bakışlı insanlar kalacağını hayal edebilir miyiz bu çağ için?

 

Kabul edilebilir bir cümle yazalım: Arzunun olmadığı bir dünya sönükleşir. Iskaladığımız nokta, hiç arzu duymamak değil; aşırı ve sürekli arzu etmeyi doğurmasından sebep ıskalamamamız gereken noktaların ıskalanmasıdır.

 

Her çeşit arzusunu gerçekleştirebilecek bir insanın sevdiği bir yakınının amansız bir hastalığa düçar olması misal; genç bir insanın sevdiği eşini ummadığı bir anda toprağa vermesi…

 

“Ne çok acı var!” diyordu Zarif şair…

 

Kıymetini bilmemiz gereken fakat modern çağın getirdikleri ile görmediğimiz ve hatta görmek dahi istemediğimiz o kadar çok değer var iken, günlük ve sıradan denebilecek isteklerimizin sınırlı zamanlı tatmini bize sanki bunun hayatın gerçeği olduğu illüzyonunu göstermekte.

 

Her halükârda, doyumsuz bir canlı türüne dönüşmüş durumda insanoğlu. Nerede ve ne zaman ineceğini bilemediği bir trende giderken her satıcıdan bir şey alma telaşında ve yükünü arttırmakta… Uzaktan bir ses... “Bir avuç toprak doyurur…”

 

     Onur Genişcan

 
 
 
ŞİİR
 
     Hayırlı cumalar
 
Sevinsin hep cümle yıllar,
Hayırlı cumalar dostlar.
Sevaplara doysun kullar,
Hayırlı cumalar dostlar.
 
Camilerde şevkle biriz,
Birimiz binlerce eriz,
Ya Allah-Bismillah deriz,
Hayırlı cumalar dostlar.
 
Mümin, daim Hakk'ı ansın,
Helal sofralara bansın,
Cömertçe mutluluk sunsun
Hayırlı cumalar dostlar.
 
     Durdu Şahin/Şair-yazar
 
 
 

KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST

(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)

 

 

Din büyüklerimiz buyurdular ki: "Allahü teala İbrahim aleyhisselama bir vazife vermiş; kazma kürek al, çık şu dağa, orada bir mezar var, onu kaz bak bakalım orada ne var, buyurmuş. İbrahim aleyhisselam mezarı kazınca içerisinden uzunca bir levha çıkıyor. Orada şu nasihat yazılıydı:

 

Ben Âd kavminin melikiyim, bin sene yaşadım, bin orduyu yendim, bin defa evlendim, bin çocuğum dünyaya geldi. Servetimin sınırı yoktu, derken, devası olmayan bir hastalığa yakalandım. Ne isterseniz vereceğim dediğim hâlde doktorlar bu hastalığa maalesef çare bulamadılar... Bu dünya beni aldattı, kandırdı, bari sizi aldatmasın. Meğer servetim, gücüm, her şeyim mükemmel olduğu halde âciz kaldım."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.