Şimdi inananların inancına şüphe düşürmek için adını söylemeye gerek yok bir sürü akım çıkarıyorlar. İslam âlimleri de bunun için asırlar öncesinden müminlere tefekkür etmeyi öğretmişler. Hadis-i şerifte “Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır” buyurulmuş, biraz tefekkür edelim mi?
Mesela güneşi düşünelim önce. Dünyamızı hem aydınlatıyor hem ısıtıyor. Ne yakıtı bitiyor ne enerjisi. Ona bitmez tükenmez bu gücü kim veriyor? Yıldızları düşünelim sonra. Gökyüzünde direksiz, isnatsız duran ama düşmeyen binlerce gök cismini düşünelim. Onlara bu gücü kim veriyor?
Vücut yapımızı düşünelim mesela. Ağzımıza attığımız bir lokma nimetin, vücudumuzda hangi organımıza hangi mineral, vitamin vb. lazımsa oraya gittiğini. Midenin aklı yok, böbreğin fikri yok, karaciğerin zekâsı yok. Öyleyse nasıl oluyor bu tanzim işi?
Vücut organlarımızın her birinin ayrı görevi var. Bunlar rutin olarak çalıştığı için bu nimetleri unutabiliyoruz. Mesela siz bu yazıyı okurken, böbreğiniz, karaciğeriniz, kalbiniz çalışmaya devam etmiyor mu? Buna hakeza bütün organlarımız önemli.
Portakalı, elması, muzu, ayvası… Hepsinin tadı ayrı, koku ayrı, faydası ayrı. Üstelik hepsinin kabuğu bizim için muhafaza edilmiş. Allah’ın nimetlerini buradan saymaya kalksak bitiremeyiz. Peki, gözle görülemeyecek kadar küçük mikrobun bizi yatağa düşürmesi, hatta ölüme bile sebep olmasına ne demeli?
Daha çok örnek verilebilir Allah’ın varlığını ispat eden. Önce Rabbimizi tanıyacağız, varlığını canıgönülden kabul edeceğiz. Sonra da bizi dünyaya niçin göndermiş, bizden istedikleri neler ona göre hareket edeceğiz sevgili dostlar.
Tüm İslam âleminin ramazan ayı mübarek olsun. Rabbim bayrama kavuşmamızı, nice bayramlar görmemizi nasip etsin. Sağlıcakla kalın…
İsmail Aybey-Manisa
ŞİİR
Şehadet ederim ki varsın ya Rabbî
Senin aşkın kalbim yakıp kül eyledi
Akan suda gökyüzünde çiçeğinde
Hep sen varsın hep sen ya Rabbî
Hüznümde, sevincimde, şükrüm de
Hep sen varsın ya Rabbî
Yürüdüğüm yolda baktığım ağacında
Kokladığım çiçeğinde hep sen varsın ya Rabbî
Elimdeki tespihimde dilimdeki zikrimde
Kıldığım namazım da hep sen varsın ya Rabbî
Semadaki yıldızımda gökteki ayda
On sekiz bin âlemde hep sen varsın ya Rabbî
Gökyüzünde yağan yağmurumda
Bulutlarda tane tane yağan karda
Ramazanda tuttuğum orucumda
Hep sen varsın ya Rabbî
Baktığım her yerde, aldığım her nefeste
Gittiğim her yerde sen varsın ya Rabbî
Uykumda akan gözyaşımda
Hep sen varsın ya Rabbî
Nalan Yılmaz-Samsun
MUTEDİL: 1. Orta hâlde, orta kararda olan, itidalli, orta, vasat. 2. Düşünce ve davranışlarında aşırılık bulunmayan, ölçülü, ılımlı, itidalli (kimse) 3. Aşırı derecede soğuk yahut sıcak olmayan, ılık, ılıman. 4. Şiddeti, etkisi, gücü orta derecede olan.
HADDİZATINDA: Aslında, esasen.
BEYAN: 1. Açıklama, anlatma, söyleme: 2. Herhangi bir şeyi, bir durumu resmî makamlara bildirme veya bu hususta verilen bilgi, bildirim, deklarasyon.
İKBAL: 1. Talih ve baht açıklığı, mutluluk, saadet. 2. Parlak ve yüksek mevki: 3. İstek, arzu 4. Yüzünü döndürme, birine, bir şeye meyletme, teveccüh etme.
ŞEDİT: Şiddetli.
ENVAİÇEŞİT: Çeşit çeşit, türlü türlü.
MÜLEVVES: 1. Kirli, pis 2. İntizamsız, karışık.
KEZA: Bunun gibi, böyle, böylece. [Kaynak: Kubbealtı Lügati]
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...