Astronomideki gelişen tekniklerle beraber uzaya dair çeşitli bilgiler elde edildi. Uzayın enginliği ve gök cisimlerinin sayısı insanın idrak sınırlarını zorlamaktadır. Hatta bir kısım insanlar uzayın sonsuz olduğu zannına sahiptirler. Hâlbuki gözlerin gördüğü ve sonsuz olduğu tahmin edilen uzay, yedi tabakadan ibaret olan göğün, sadece birinci tabakasıdır. Bu noktada göklerin büyüklüğünü bir kez daha düşünmek gerekir!..
Yanlış bulduğum bir diğer nokta da uzayın büyüklüğüne bakıp dünyayı ve içindekileri küçümseme tavrıdır. Böyle düşünenler "biz evren içinde bir nokta bile değiliz" derler. Ya da Jüpiter gibi devâsa bir gezegene bakarak bu gezegenin ihtişamından bahsederler. Dünya ve içindekiler bunlara nazaran çok küçük ve basit kalan varlıklardır. Evet gezegenimizin uzaydaki yeri çok küçüktür. Ama bu durum bir değersizliği ifade etmez. Eğer ontolojik olarak kıymetli olmayı büyüklük ve küçüklüğe bağlarsak, evet cismi büyük olan övgüleri alacak ve daha kıymetli olacaktır. Hâlbuki varlıkların kıymeti böyle ölçülmez. Sahip oldukları bütün vasıflar baz alınarak bir hüküm verilir. Bu vasıflardan biri canlılıktır. Canlılık vasfını taşıyan bu vasıftan yoksun olandan ontolojik olarak üstündür. Bundan hareketle bir sineğin güneşten üstün olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü sinek canlıdır ve hiç değilse kendinden haberi vardır. Güneş her ne kadar çok büyük olsa da cansızdır ve en önemlisi kendinden haberi yoktur...
Peki bir sinek, ne kadar büyük olursa olsun bütün gezegen ve yıldızlardan değerliyse burada insan için ne demeli? İnsan canlı olmasına ekstra olarak bir de irade sahibidir. Yani kendini bildiği gibi ne yapıp ne yapmadığını da bilir. Bunu, sahip olduğu akıl kuvveti ile yapar. Netice olarak insan cinsi, değer bakımından bütün evrenin en tepesinde ve yaratılanların en üstünü eşrefi mahlukattır...
Özcan Emir
ŞİİR
Hepi topu üç günlük dünya beş gün değil,
Hakkı bil eğileceksen onun önünde eğil.
Ne senin ne benim kimsenin malı değil,
Artakalan hatıra bir resim bir mezar taşı.
Neyin peşindesin, derdin, emelin ne?
Kime kulluk edersin işin muradın temelin ne?
Hesaba sorulduğun gün sevabın amelinle
Artakalan hatıra bir resim bir mezar taşı.
Yalan bu dünya koskoca yalan
Var mıdır ondan muradını alan?
Anlarsın kimi dost kimi düşman kimi yılan,
Artakalan hatıra bir resim bir mezar taşı.
Âşıkoğlu'yum sözlerim bazen gitmez hoşa,
Anlar beni anlatsam derdimi dağa taşa.
Mutlak hakikat gelince elbet bir gün başa,
Artakalan hatıra bir resim bir mezar taşı.
Fehim Aşıkoğlu
Din büyüklerimiz buyurdular ki: Peygamber Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) buyurmuşlar ki: "Ahir zamanda öyle din adamları gelecek ki, hem kendileri hem de onları dinleyip peşlerinden gidenler imansız gidecek." Eshab-ı kiram (aleyhimürrıdvan) efendilerimiz "Ya Resûlullah! O kimseler neden bahsedecek" demişler. Peygamber Efendimiz; "Kur'ân-ı kerimden ve benim sözlerimden" buyurmuşlar. Eshab-ı kiram efendilerimiz "Ya Resûlallah! Kur'ân-ı kerimden ve sizin sözlerinizden bahseden kimseler nasıl imansız giderler?" diye sorunca, Peygamber Efendimiz "Çünkü onlar, Kur'ân-ı kerimi ve benim sözlerimi kendi anladıkları gibi değiştirerek insanlara aktaracaklar" buyurmuşlar.
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...