Bugüne kadar, bağış yaptıklarım hariç, tahminim 300 civarında fidan ve 4 bin civarı da meşe palamudunu ellerimle toprakla buluşturdum. Fotoğrafta yer alan meşe ağacı, Ankara’nın Çubuk ilçesi Esenboğa Mahallesinde yer alan bahçemize palamuttan, on altı yıl önce diktiğim ve şu an yaklaşık yedi metre civarında olan ağaçlardan sadece birisi. Gittiğim yerlerde benden hatıra kalsın diyerek fidan dikiyorum. Berlin’de Branderburg Meydanı yakınındaki park dâhil on farklı yere bile meşe palamudu diktim. Yirmi yıla yakın zaman önce bir ziyaret için gittiğimiz Burhaniye’de yakınlarımızın bahçesine can eriği ağacı dikmiştim. O cömert ağacın adını "Hasan Ağacı" koymuşlar, meyvelerinden her yediklerinde belki beni hatırlıyorlardır.
Sincaplar kışın yiyebilmek amacıyla yüzlerce meşe palamudunu toprağa gömüp çoğunun da yerini unuturlarmış ve (üç bin yıl yaşayabilen, çok dayanıklı olduğu için gemilerin inşa edildiği) birçok meşe ağacı da bu sayede büyüme fırsatı bulurmuş.
Bu yazıyı neden yazdım? Ekim, kasım ayları meşe palamutlarının kahverengi hâle gelip dallarından düştüğü, yani olgunlaştığı mevsim. Ayak altında olmayan, yani rahatça büyüyebilecekleri bir toprağı iki üç santim eşeleyip meşe palamudunu oraya gömün. Belki de ilerleyen zamanda birilerinin sizin adınızı verdiği, bir iki yıl içinde meşe ağaçlarının sevimli yapraklarını gördüğünüzde, gelecek nesillere muhteşem bir hatıra bırakmış olmanın huzuru içinde inanın çok mutlu olacaksınız. Kim bilir, insanlar yıllar sonra o ağacın gölgesinde oturup size dua ederken, dallarına yuva yapan kuşların cıvıltısı etrafa neşe katacak. Selam ve saygılarımla...
Hasan Kara
Gönlüme düştü
Nasıl da coşardı şu yeşil dere
Çocukluk yıllarım gönlüme düştü.
Neşeyle dolardı güzelim yöre
Çocukluk yıllarım gönlüme düştü.
Allah'ın her günü tepeler aştım
Yaz günü sıcağın altında piştim
Tarlada tırnakla toprağı eştim
Çocukluk yıllarım gönlüme düştü.
Peşinden koştuğum alaca inek
Tahtadan araba altımda binek
Yediğim sadece katıksız ekmek
Çocukluk yıllarım gönlüme düştü.
Gözlerim açtım dağları bildim
Hastalar öldüler sağları bildim
Yılları gözledim çağları bildim
Çocukluk yıllarım gönlüme düştü.
Kadir Fidan der ki hayatım nehir
Geçmişi unutmaz bu garip Kadir
Yüz hane köyümün tamamı fakir
Çocukluk yıllarım gönlüme düştü.
Kadir Fidan-Dağların Şairi
EMEĞE SAYGI: “Ben sana iyilik olsun diye yapıyorum. Sen ne yapıyorsun, emeğime saygı göstermiyorsun. Kendi istediğin şekle çeviriyorsun. Sende hiç emeğe saygı yok mu? Utanmıyor musun? Sana yazıklar olsun!” der ya birisi. Oysa iyilik yapan biri böyle öfkelenir mi iyilik yaptığına? Hem iyilik için değil miydi yaptığı? Demek ki o şekilde onun içine yaradı diye sevinmesi gerekmez mi? Ama doğrusu ne biliyor musunuz? Çünkü esasında yardım için dediği bahaneydi. Kendi nefsine hoş geleni yapıyordu. Hoşuna gitmeyen olunca gerçek yüzü ortaya çıktı. Gerçek iyilikte, iyilik yapan kişi öfkelenmez.