Çocuğun öz güveninde ana babanın rolü

Ailede anne babanın birbirine tutum ve davranışı sadece kendi saygınlıkları için değil çocukların ruh hâli için de çok önemlidir. “Benim dediğim olacak” bencilliğiyle sürekli birbiriyle kavga eden, tartışan; birbirine bağıran hakaret eden, birbirini aşağılayan anne ve babaların saygın çocukları olmaz. Çünkü o anne babanın çocukları kendini değersiz hisseder öz güvensiz hisseder. Kendilerini aşağılanmış insan gibi görürler. Bu ruh hâlindeki çocuklar okulda şen şakrak olamaz. Kendini ifade etmekte zorlanır. Sosyal hayatta kendi ayakları üzerinde duramaz. Başkasına yaslanma ihtiyacı hisseder. Sürekli ezik dolaşır. Sürekli kendini kusurlu görür. Çünkü yaslandığı güvendiği aile dağınıktır. Anne baba birbiriyle kavgalı olunca çocuğun güvendiği dağlara kar yağmış demektir. Yaslandığı ağaç çürük çıkmıştır. Çocuk dayanaksız kalır. Dayanaksız olmak insanlara acziyet çaresizlik verir. Öz güvensizlik başlar. Bu çocuğun gelecekte kendi ayakları üzerinde durması ve mücadele etmesi çok zorlaşır.

 

Lütfen ailede eşler birbirine saygın davransın ki saygın çocuklarımız olsun. Çocukların ruh sağlığı anneye bağlıdır. Annenin ruh sağlığı kocasına bağlıdır. Çocuk sabah uyanırken mutlu olmayacağına karar vermek için annenin yüzüne bakar. Bir olay olsun çocuk direk anneye bakar. Anne mutlu ise olay ciddi değildir. Ama anne panik ise çocuk da panikliyor. Aile varsa her şey vardır. Aile yoksa hiçbir şey yok. Bütün dünyanın tapusunu sizin cebinize koyalım akşam eve gitmek istemiyor veya eşinizle yüz yüze gelmek istemiyorsanız çocuklar akşama kadar yine annemle babam bu akşam çekişecek mi acaba diye kaygı ediyorsa bir sofranın etrafında güle oynaya bir araya gelemiyorsanız.

 

Dünyanın sizin olmasının hiçbir önemi yok. Anne baba mutluysa çocuklar mutludur. Mutlu ailelerin başarılı çocukları oluyor. Bunu unutmayalım.

 

     Ökkeş Özkan-Osmaniye

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

 

     Âşıklar

 

 

Anlaşmıştık yârimle biz bu gece kaçalım,

 

Bohçanı al yanına evden uzaklaşalım.

 

Gidelim komşu köye orada saklanalım,

 

Göz göze bakışalım mutluluktan uçalım.

 

 

 

Çevirdi jandarmalar ansızın yolumuzu,

 

Gösterin dediler bize kimliğinizi,

 

Baktılar hâlimize, acıdılar mı bize,

 

Dediler karakola misafir edelim sizi.

 

 

 

Çok korktuk ikimiz de acep şimdi ne desek,

 

Bırakın da gidelim yolcu yolunda gerek

 

Engel olmayın bize kanunları bilerek

 

Alıkoymayın bizi mevzuatı delerek.

 

 

 

Maşukumla beraber yürüdük karakola

 

Nöbetçi asker dedi gelişiniz hoş ola

 

Bağırdı içeriye gelenler misafirdir,

 

Yemeklerini verin âşıklar doymuş ola

 

 

 

Haşlama et patates şansınız gayet güzel

 

Revani tatlısı var sanmayın bize özel

 

Kimliklerimiz geldi sicilimiz çok temiz,

 

Bıraktılar bizleri haberler çok da güzel

 

 

 

Komutandan erine teşekkürler hepsine

 

Şimdi biz gidiyoruz nikâh dairesine

 

Süleyman der çağırın imam şahittir bize

 

Böyle bir macerayı anlattım işte size.

 

 

 

     Süleyman Usta/Espiye-Giresun

 

 

 

 

SAĞLIK OLSUN

 

 

Akut bronşit: Beş günden uzun süredir olan balgamlı ya da balgamsız öksürük ile karakterize bronşlarımızın geçici inflamasyonuyla seyreden klinik bir durumdur. Klinik pratikte en sık karşılaşılan alt solunum yolu enfeksiyonudur. Sonbahar ve kış mevsiminde üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben görülme sıklığı artar. Sıklıkla viral ajanlara bağlı olarak gelişir.

 

Öksürük ana semptomdur. Üst solunum yolu enfeksiyonlarından farklı olarak 5 günden uzun sürer. Bir ila üç hafta arasında devam eder. Öksürüğe balgam eşlik edebilir. Üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde başlar, ilk 1-2 gün baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, hâlsizlik de görülebilir. Hırıltılı solunum ve nefes darlığı da öksürükle birlikte olabilir. Ateş ve genel sistemik bulgular nadiren tabloya eşlik edebilir. Teşhis öykü ve fizik muayene bulguları ile beş günden uzun süren öksürüğü olan hastalarda zatürre ve kronik obstrüktif akciğer hastalıklarının dışlanması ile konulur. Akut bronşitte akciğer grafisi ya normaldir ya da nonspesifik değişiklikler mevcuttur. Teşhis koydurucu bir laboratuvar testi yoktur.

 

Tedavi; hasta eğitimi ve semptomların tedavisidir. Antibiyotik kullanımı rutinde önerilmez. [https://www.turkiyehastanesi.com]

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...